Almanya’da Federal Meclis’te, 2026 bütçe görüşmeleri başladı. Yeni yılda 525 milyar euroluk bir bütçe beklenirken, 2025’e kıyasla bütçede 22 milyar euroluk bir artış olacak. Söz konusu bütçenin neredeyse 182 milyar eurosu, borçlanma ile finanse edilecek. Hükümet, bir dizi yatırımları hayata geçirmek ve ülke için gerekli olan harcamaları yapmak için bu tutarın gerekli olduğunu savunurken, muhalefet cephesi ise ülkenin açığının borç ile kapatıldığı eleştirisini yapıyor.
2026’da devasa bütçe, yüksek borçlanma getiriyor
2025’e kıyasla yeni yılda birçok bakanlık daha fazla kaynağa sahip olacak. Kuşkusuz bu bakanlıkların başında Savunma Bakanlığı geliyor. 2026’da bakanlık bütçesi 2025’in bütçesine göre üçte bir daha fazla kaynak alabilecek. Ayrıca Ulaştırma Bakanlığı da ek kaynak alacak bakanlıklar arasında. Demiryolu altyapısının kuvvetlendirilmesi, yol ve köprülerin yenilenmesi gibi adımlar atılacak.
Bütçenin üçte birinden fazlası ise Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığı bütçesine verilecek. Sosyal harcamaların gelecek yılda da ülkeye ciddi bir yük getireceği görülüyor. Ayrıca gelecek yıl faiz ödemeleri de artıyor, bu alan için 34 milyar euro kaynak ayrıldı. Epey hareketli geçen Meclis görüşmelerinde nihai sonucun cuma günü verilmesi, yapılacak oylamayla kabul edilmesi bekleniyor. Şimdi Meclis’te tansiyonu yükselten o gelişmelere bakalım.
Genel kurulda konuşan AfD lideri Alice Weidel, Başbakan Friedrich Merz’i sert ifadelerle eleştirerek tepki gösterdi. Başbakan Merz ise sıra kendisine geldiğinde yaptığı açıklamayla Weidel’a yanıt verdi.
2026 bütçe görüşmeleri hararetli açılışla başladı
Meclis’te en büyük muhalefet partisi adına konuşan Weidel, hükümeti Titanik’e benzeterek, “Almanya yana yatmış durumda, ambarlar su alıyor. Ama siz hâlâ hep aynı sakinleştirici melodileri çaldırıyorsunuz. Bu son altı aydır sergilediğiniz maskaralığı Almanya daha fazla kaldıramaz” dedi.
Sosyal güvenlik krizi yaşandığını ve bu sistemin yakında finanse edilemez hale geleceğini söyleyen Weidel, “Hükümetin toplam vergi gelirlerinin üçte biri, gelecek yıl sadece emeklilik kasasını ayakta tutmak için harcanmak zorunda kalacak. Oysa büyük doğumlu nesillerin emekliye ayrılmasının yaratacağı demografik yük on yıllardır biliniyordu. Sistemi, çok geç kalmış olsanız bile, reform etmek ve geleceğe dönük birikimler oluşturmak yerine, zaman kazanmak için hala elde kalan mali imkânı har vurup harman savuruyorsunuz. Sosyal devlet krizi, göç krizinden ayrı düşünülemez. Son 10 yılda milyonlarca insan kontrolsüz şekilde ülkeye akın etti. Bunların büyük bir bölümü doğrudan sosyal sistemlere girdi. Bunun faturasını tek taraflı olarak çalışan nüfus, vergi ve prim ödeyenler üstleniyor. Siz, katkı paylarını daha da yükselterek ve hizmetleri kısarak artık finanse edilemez hale gelmiş sağlık sistemini kurtarmalarını bekliyorsunuz. Ve uzun süredir ‘göçmen parası’ haline gelmiş olan vatandaşlık gelirinin maliyetini de onlar ödemek zorunda. Her iki yardım alandan biri yabancı uyruklu ve hiçbir katkı ödemeden bundan faydalanıyor” dedi.
Bavyera’da 275 sınıfta artık Almanca ana dili olan tek bir çocuk bile olmadığını söyleyen siyasetçi, “Bu tam anlamıyla bir iflas belgesidir. Göç krizi, bütün bir nesli düzgün eğitim hakkından mahrum bırakıyor. Ve sınırlar hâlâ açık dururken, Noel pazarlarımız kalelere dönüştürülüyor ya da tamamen iptal ediliyor. Tüm bu yükleri taşıması beklenen ülke ise üç yılı aşkın süredir derin bir durgunluk içinde” açıklamasında bulundu.
Alice Weidel, çözüm olarak 12 maddelik bir plan sunarak, kitlesel sınır dışı işlemleri, sosyal yardımlarda kesinti, nükleer enerjiye dönüş, Rusya’dan yeniden petrol ve gaz alımı gibi önerilerde bulundu.
Bu haber dikkatinizi çekebilir: Başbakan Merz: “Reformların sonbaharı başladı”
Merz: “Bu, hükümetin kabul edebileceği bir siyaset değildir”
Weidel’ın ardından konuşan Başbakan Merz, AfD’nin 12 maddelik planına değinerek, “Bugün burada Almanya için bir ’12 maddelik plan’ dinlediysek ve bu planda dünyadaki krizlere, Ukrayna’daki savaşa, zamanımızın büyük meydan okumalarına, dünyanın birçok ülkesinde otoriter sistemlere doğru yaşanan dönüşümlere, Avrupa Birliği’nin karşı karşıya olduğu muazzam sınamalara dair tek kelime yoksa, o zaman bu, hükümetin kabul edebileceği bir siyaset değildir” dedi.
Ekonomide yeniden rekabetçi bir hale gelmek gerektiğini, yeni bir güvenlik politikasına ihtiyaç duyulduğunu, adalet konusunda yeni bir toplumsal uzlaşmaya sahip olmak durumunda olduklarını söyleyen Merz, “Mayıs ayında göreve başladığımızda nerede duruyorduk? Küçülen bir ekonomi ve birçok bakımdan tıkanmış, ağır işleyen bir ülke. Biz buna ilk olarak şirket vergilendirmelerini iyileştiren bir programla karşılık verdik. Yatırımlar için cazip imkanlar getirdik, kurumlar vergisini indirdik” açıklamasında bulundu.
“Geriden geliyoruz ama yetişiyoruz”
Dijitalleşme konusunda da sorunlar olduğunu ancak bu konuda adımlar atıldığını belirten başbakan, Berlin’de Fransa ile ortak düzenlenen zirvede 13 milyar euroluk yatırım mutabakatı imzalandığını belirterek, “Geriden geliyoruz ama yetişiyoruz ve Avrupa’da ortak dijital egemenlik hedefliyoruz. Tüm bunlara, yani dijitalleşmeye, altı büyük kilit sektörü kapsayan bir yüksek teknoloji ajandası eşlik ediyor: Yapay zekâ, kuantum teknolojisi, mikroelektronik, biyoteknoloji, iklim nötr enerji için füzyon teknolojileri ve iklim nötr mobilite için teknolojiler”. Almanya’nın bu yüksek teknoloji ajandası dünya genelinde ilgiyle izleniyor; modern bir ekonomiyi en ileri teknolojilere nasıl yönlendirirsiniz sorusuna örnek gösteriliyor” dedi.
Emeklilik düzenlemesi hakkında
Almanya’da emeklilik düzenlemesine ilişkin de konuşan Merz, nesiller arası adil bir denge sağlanacağını belirterek, “Aktif emeklilik (Aktivrente) uygulamasını getirerek, yeni bir yol, yeni bir düzen politikası yolu açmak istiyoruz. Çalışabilecek durumda olan ve çalışmak isteyen insanlara, sigortalı bir işte daha uzun süre kalmaları için ek teşvikler vermek istiyoruz. Bu ülkede daha uzun çalışmak istiyoruz ve zorundayız. ve ilk aşamada bunu gönüllülük ve iyi vergi teşvikleri üzerinden yapıyoruz. Emeklilik komisyonumuz bu yıl içinde göreve başlayacak ve çok somut bir görev tarifi olacak” ifadelerini kullandı.




