Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in savaş suçlusu olarak anıldığı bir dönemde, katıldığı bir televizyon programında Almanya için bir tehlike bulunmadığını savunan AfD Eş Başkanı Tino Chrupalla’nın sözleri ülke siyasetinde yankı uyandırdı. Chrupalla, Rusya’nın Almanya’ya yönelik siber saldırıları, sabotaj girişimleri ve tehditlerine rağmen “Rusya, bana bir şey yapmadı” diyerek Moskova’yı savundu. Üstelik NATO üyesi Polonya ile de dikkat çekici bir kıyaslama yaparak, “Tabii ki Polonya da bizim için bir tehlike olabilir” ifadesini kullandı.
Bu haber dikkatinizi çekebilir: Alman istihbaratından Rusya uyarısı: “Ateşin ortasındayız”
AfD’de kriz: Rusya çizgisi mi ABD çizgisi mi?
Chrupalla’nın bu açıklamaları, partisi içinde bile tepkiyle karşılandı. Diğer eş başkan Alice Weidel, son dönemde Putin’e karşı daha eleştirel bir tutum sergilemiş ve Rusya’ya gitmeyi planlayan AfD milletvekillerini ise “Açık konuşayım, orada ne yapılmak istendiğini gerçekten anlayamıyorum” sözleriyle eleştirmişti.
Parti yönetimi, bu çıkışların AfD içinde ciddi huzursuzluk yarattığını belirtiyor. Parti kaynaklarına göre Chrupalla, partinin yalnızca belli bir kesimini temsil ediyor; bu kesim özellikle Almanya’nın doğusunda daha güçlü. Buna karşın Weidel ve Batı’daki birçok isim, partiyi Donald Trump dönemindeki ABD’ye yakın bir çizgiye taşımaya çalışıyor.
Chrupalla, Rusya çıkışlarıyla tepki çekiyor
BILD’in haberine göre Chrupalla’nın Rusya yanlısı söylemleri, partinin Bundestag’daki 151 milletvekili arasında da giderek rahatsızlık yaratıyor. AfD’li siyasetçiler, bu açıklamaları “akıl dışı” olarak nitelendiriyor. Partinin savunma politikaları sözcüsü ve emekli albay Rüdiger Lucassen, BILD gazetesine yaptığı açıklamada, “Her hafta Rus silah sistemlerini, bulunmamaları gereken bölgelerde görüyoruz. Barış yönünde hiçbir isteklilik göstermeyen bir devletle karşı karşıyayız. Polonya’yı tehdit olarak görmek siyasetle bağdaşmaz. Polonya NATO ortağımız ve ordularımız ortak çalışıyor. Böyle bir teori tamamen saçma” dedi.
Lucassen, Chrupalla’nın bu söylemleriyle partinin iktidar hedefini riske attığını belirterek, AfD’nin dış politikada daha olgun bir çizgiye yönelmesi gerektiğini vurgulayarak, “Devlet sorumluluğu göstermek zorundayız” ifadelerini kullandı.
Benzer şekilde, AfD’nin bir diğer savunma politikacısı Hannes Gnauck da partinin 2029’da iktidar sorumluluğunu hedeflediğini hatırlatarak, “Gerçekçi bir dış ve güvenlik politikası, soğukkanlı durum değerlendirmesi gerektirir; hayalperestlikle değil” dedi. Gnauck, Avrupa’daki Rus faaliyetlerinin – dezenformasyon, casusluk ve sabotaj girişimleri dahil – ciddiyetine dikkat çekti ve “Bu süreçte Alman askerlerinin güvenliği de tehlikeye atıldı” yorumunda bulundu.
Bu haber dikkatinizi çekebilir: Rusya, Almanya’daki casusluk faaliyetlerini artırıyor
AfD’de yaşanan bu tartışma, parti içindeki derin bölünmeyi gözler önüne sererken, Chrupalla ile Weidel arasındaki güç mücadelesinin önümüzdeki dönemde daha da sertleşmesi bekleniyor.




