AfD lideri Tino Chrupalla, Hart aber Fair programına konuk oldu. Programda kendisiyle zıt fikirlere sahip olan 25 genç ile karşı karşıya gelen AfD lideri, gençlerin sorularına yanıt verdi. Gençler ise Chrupalla‘ya göç politikaları, ekonomi gibi önemli başlıklar üzerine sorular yöneltti.
🔎 İçerik
ToggleDexit, Mark’a dönüş ve ekonomik vaatler
İlk olarak Chruppalla’nın karşısına gelen ve otomotiv sektöründe çalıştığını ifade eden bir genç, AfD’nin seçim politikalarını sert şekilde eleştirerek, “Almanya, ihracata dayalı bir ülke. Otomotiv endüstrimizdeki iş gücünün %70’i ihracata bağımlı. Otomobillerimizin %50’sinden fazlası Avrupa’ya satılıyor. Eurodan çıkış, Almanya için büyük bir refah ve istihdam kaybına neden olacaktır. Brexit örneğini gördük; Britanya ekonomisine olan etkileri ortada. Çeşitli ekonomik araştırmalar, Almanya’nın AB’den çıkması durumunda 2 milyondan fazla insanın işini kaybedeceğini, ekonomik büyümenin yüzde 6 düşeceğini gösteriyor. AfD, elektrikli araç bataryalarına ve rüzgâr enerjisine karşı çıkıyor. İnovasyon olmadan ekonomi büyüyemez ve rekabetçi kalamaz. Küresel ekonomide başarı sağlamak için ileri teknolojiye yatırım yapmak zorundayız. Sonuç olarak, AfD’nin programı Almanya’yı ekonomik olarak güçlendirmeye değil, tam tersine çöküşe götürmeye yöneliktir. Bu program, refah kaybına, işsizlik artışına ve toplumsal zararlara yol açacaktır” diyerek Chrupalla’yı ve partisini eleştirdi.
“Ülkenin gerilemesine neden olan şey AfD değil, hükümetin politikalarıdır”
Tino Chrupalla ise bu söylemlere karşı çıkarak, “Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Almanya son üç yıldır ekonomik durgunluk içinde. Ülkemizde sanayisizleşme yaşanıyor ve artık herkes bunu kabul ediyor. AfD olarak üç yıl önce bu enerji dönüşüm politikasının yanlış olduğunu ve Almanya’nın üretim gücünü ciddi şekilde zayıflatacağını söylemiştik. Bugün geldiğimiz noktada, ülkenin ekonomik gerilemesine neden olan şey AfD değil, mevcut hükümetin politikalarıdır. Örnek olarak Volkswagen’i ele alalım. VW, Almanya’daki bazı fabrikalarını kapatıyor ama ABD’de iki yeni fabrika açıyor. Neden? Çünkü Almanya’daki enerji fiyatları çok yüksek. ABD’de sanayi elektriğinin kilovat saati 2 sentken, Almanya’da bu rakam 45 sente kadar çıkıyor. İşte bu yüzden sanayi Almanya’dan kaçıyor. Geçen yıl kapatılan üç nükleer santralin yeniden açılması gerekiyor. Almanya, kömür enerjisini tamamen bırakmayı planlıyor. Ancak bu, enerji maliyetlerini artırıyor ve sanayiyi zayıflatıyor. Kuzey Akım boru hattı yeniden tamir edilmeli ve Rusya’dan doğalgaz alımı tekrar başlamalıdır. Almanya, enerji kaynağını seçme konusunda bağımsız olmalıdır. AfD olarak, güçlü bir sanayi için güvenilir ve ucuz enerji kaynaklarına ihtiyacımız olduğunu savunuyoruz” dedi.
Göç politikaları konusu
AfD’nin en çok eleştiri konusu olduğu politikalardan olan göç konusunda ise başka bir genç, “Alman Göç ve Uyum Araştırmaları Merkezi’nin (DeZIM) yaptığı bir araştırmaya göre, uluslararası uzmanlar Almanya’da çalışmaktan giderek daha fazla kaçınıyorlar. Neden mi? Çalışmaya katılanların büyük bir kısmı, Almanya’da artan yabancı düşmanlığı ve özellikle AfD’nin politikaları nedeniyle bu ülkede kendilerini güvende hissetmediklerini belirtiyor. Siz ise diyorsunuz ki ‘Biz göçmen karşıtı değiliz, nitelikli iş gücünü ülkemize çekmek istiyoruz’. Ancak uluslararası yeteneklerin büyük bir kısmı AfD’nin duruşu nedeniyle Almanya’ya gelmeyi reddediyor. Bunu nasıl açıklıyorsunuz?” sorusunu yöneltti.
“Biz göçmen karşıtı bir parti değiliz, yasa dışı göçmen karşıtıyız”
Tino Chrupalla ise yanıt olarak, “Biz göçmen karşıtı bir parti değiliz, biz yasa dışı göçmen karşıtıyız. Bunu sürekli söylüyoruz ama nedense çarpıtılıyor. Almanya’da 220.000 ila 250.000 arasında yasa dışı göçmen var. Bunların büyük bir kısmı ne ekonomik katkı sağlıyor ne de entegrasyon sürecine dahil oluyor. Çoğu, devletin sosyal yardımlarına bağımlı hale geliyor. Biz diyoruz ki: Suç işleyen, entegrasyona yanaşmayan, Almanya’nın kurallarına uymayan yasa dışı göçmenler sınır dışı edilmelidir. Ayrıca asıl sorulması gereken soru şu: Almanya neden artık nitelikli iş gücü için cazip bir ülke değil? Eğer bu insanlar Almanya’da çalışmak istemiyorlarsa, sebebi vergi yükünün ve yaşam maliyetinin çok yüksek olmasıdır. Almanya’da çalışan insanlar gelirlerinin büyük bir kısmını devlete vergi olarak ödüyor. Bu yüzden birçok yetenekli insan Almanya yerine İsviçre, ABD veya İngiltere’yi tercih ediyor. Suçlu biz değiliz, hükümetin vergi ve ekonomik politikalarıdır” açıklamasında bulundu.
Başka bir genç ise AfD lideri Alice Weidel’In, “Hitler solcuydu, komünistti” açıklamasına değinerek, “Tarihsel olarak bu doğru değil. Siz de aynı görüşte misiniz?” sorusunu sordu.
Chrupalla ise karşılığında, “Ben böyle bir açıklama yapmadım. Ancak bu konuda farklı görüşler var. Hitler’in partisi “Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi olarak adlandırılıyordu. Adında sosyalist kelimesi geçiyor. Bu yüzden bazı insanlar onu sol görüşlü olarak tanımlıyor. Ama bu, sizin de belirttiğiniz gibi tarihsel olarak farklı şekillerde yorumlanabilir” dedi.
Kürtaj tartışması
Kürtaj konusunda ise başka bir seçmen ise “AfD, kürtaj yasalarının sıkılaştırılmasını savunuyor. Kadınlar olarak bedenimiz üzerindeki kararları neden sizin gibi politikacılara bırakmalıyız?” sorusunu yöneltti.
“Bu, artık kadının bedeni meselesi değil, bir çocuğun yaşam hakkı meselesi”
Karşılığında Chrupalla, “Biz kürtaj yasağını getirmiyoruz, sadece mevcut yasaların korunmasını istiyoruz. Şu anki sistemde kürtaj 12. haftaya kadar mümkün, ancak danışmanlık şartı var. Biz bu yasanın devam etmesini destekliyoruz. Sol partiler, hamileliğin 9. ayına kadar kürtajın serbest bırakılmasını istiyor. Biz buna karşıyız. Bu, artık kadının bedeni meselesi değil, doğmuş bir çocuğun yaşam hakkı meselesidir” açıklamasını yaptı.
AfD’nin seçim vaatlerini merak ediyorsanız AfD’nin Türkleri ilgilendiren vaatleri yazımıza mutlaka göz atmalısınız.