Alman sigorta şirketi R&V’nin online olarak gerçekleştirdiği 23-25 Ocak tarihlerinde gerçekleştirilen yeni bir ankete göre, vatandaşın ana derdi ekonomi ve yaşanan hayat pahalılığı.
Almanya, dünyanın en gelişmiş ekonomileri arasında başı çekiyor. Ancak son yıllarda ülke, yapısal reform eksiklikleri, Rusya-Ukrayna savaşının etkisiyle yaşanan enerji krizi ve pandemi sonrasında toparlanma sürecinin yavaşlamasıyla birlikte ekonomik olarak zorluklarla karşı karşıya kaldı. Sanayiden otomotive, havacılıktan sağlık sektörüne kadar tüm sektörler, ekonomik buhran yaşadığını ifade ederken, iflas eden şirketlerin sayısının artması da bu krizin etkilerinin boyutlarını gösteriyor.
Hayat pahalılığından endişe duyuluyor
Seçimlere kısıtlı bir zaman dilimi kalırken, seçmen en çok ekonomik tablodan ve artan hayat pahalılığından endişe duyuyor. Ankete göre katılımcıların yüzde 70’i yaşanan fiyat artışlarından endişe duyduğunu ifade ederken, ekonomik darboğazdan endişe duyan katılımcıların oranı ise yüzde 68 oldu.
Marburg’daki Philipps Üniversitesi’nden Isabelle Borucki de çalışmaya katılım sağlarken, ortaya çıkan tabloya ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, “Enflasyon belki düştü ancak fiyatlar yüksek kaldı” dedi.
Hükümet ve muhalefetten umutlanan yok
Almanya’da yaşanan kriz ortamında bir de Olaf Scholz liderliğindeki koalisyonun dağılması, vatandaşta endişeleri artıran faktörlerden oldu. SPD, FDP ve Yeşiller’den oluşan koalisyon, borç freni tartışmaları ile birlikte dağılınca erken seçimin önü açıldı ve ekonomik belirsizliklerin yanında politik belirsizlikler de baş gösterdi. Ankete göre, her 10 seçmenden 6’sı ne iktidarın ne de muhalefetin politikacılarına ekonomi konusunda güven duyuyor.
Almanların siyasilere olan güvenin korkutucu derecede düşük olduğunu söyleyen araştırmayı yöneten Grischa Brower-Rabinowitsch, “Birçok kişi artık temsil edildiğini hissetmiyor, politik tartışmalar sıklıkla gerçeklikten uzak ve siyasi hesaplara dayalı görülüyor” dedi. Her 4 Almandan 3’ü kutuplaşmadan endişe duyduğunu söyledi.