Almanya’da yaşanan ekonomik sorunlarla birlikte iflas eden şirketlerin sayısı ciddi boyutlara ulaştı. 2009 yılında yaşanan mali kriz dönemiyle hemen hemen aynı oranlara denk düşen bir iflas oranıyla karşı karşıya kalınırken, yaşanan durum karşısında uzmanlar da dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
İflaslar 2009 krizi dönemine ulaştı
Halle Leibniz Ekonomik Araştırma Enstitüsü (IWH) İflas Araştırmaları Başkanı Steffen Müller, 2009’daki mali kriz sırasında ayda 1.400 iflas eden ortaklık ve şirket olduğunu hatırlatarak, “Şimdi yine bu seviyeye ulaştık. O zamanlar iflas eden mikro işletmeler de aşağı yukarı aynı sayıdaydı. Şu anda bu sayı sadece 500 civarında ve artık daha büyük şirketler daha fazla ekonomik varlığın iflas ettiği anlamına geliyor” dedi.
“Ekonomi toparlansa bile iflasların sayısı artabilir”
Yaşanan iflasların bir kısmının COVID-19 ve Merkez Bankası’nın uyguladığı sıfır faiz döneminin geç bir sonucu olduğunu söyleyen Müller, “Eskiden kendilerini çok az parayla finanse edebilen şirketler şimdi yükselen faiz oranları nedeniyle baskı altına giriyor. İflaslar etkilenenler için zor olsa da, bir bütün olarak ekonomi açısından piyasanın sarsılması anlamına geliyor. Ancak uzun vadeli tahminler yapmak zor. Ekonomi toparlansa bile, birikmiş borçlar henüz temizlenmemişse iflasların sayısı artabilir” açıklamasında bulundu.
Toplam kurumsal iflas sayısı 2024 yılında 22.400 vaka artarak 2015’ten bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Kredi kuruluşu Creditreform’un geçen yıl 16 Aralık’ta yayınladığı bir rapora göre iflas sarmalı giderek büyüyor. Özellikle 250’den fazla çalışanı olan büyük şirketlerdeki iflaslarda görülen ortalamanın üzerindeki artış dikkat çekiyor. Creditreform’un hesaplamalarına göre, 2024 yılında tüketici ve diğer iflaslar da dahil olmak üzere toplamda yaklaşık 121.300 iflas sayısı kaydedildi. Bu da bir önceki yıla kıyasla yüzde 10,6’lık bir artışa karşılık geliyor.
Ankara Üniversitesi Gazetecilik bölümü mezunuyum. Eğitim hayatımı noktaladıktan sonra birçok sitede metin yazarlığı, haber editörlüğü, içerik editörlüğü ve redaksiyon hizmeti verdim. Sonrasında yolum Vasistdas ile kesişti.
Almanya’nın düzeni, sosyal yönden kuvvetli olan bir devlet anlayışına sahip olması, benim için Almanya’yı eşsiz ülkeler arasında önemli bir yere koyuyor. Özellikle de Alman iş kültürüne büyük ilgi duyuyorum ve bu nedenle Almanya hakkındaki gelişmeleri yakından takip ediyorum.
Almancada çok sevdiğim bir atasözü olan, “Geteilte Freude ist doppelte Freude” (Paylaşılan sevinç iki katına çıkar) düşüncesiyle insanlarla bire bir sohbet etmeyi, yapabildiğim noktalarda yardımcı olmayı, yeni insanlar tanımayı ve yeni kültürler öğrenerek, bakış açılarımı geliştirecek kapılar açmayı seviyorum. Vasistdas ekibinin bir parçası olarak; sizinle kimi zaman bir yazıda, kimi zaman bir mesajda, kimi zaman da sosyal medyada bir paylaşımla buluşmaktan büyük memnuniyet duyuyorum.