23 Şubat 2025 seçimleri öncesinde Şansölye ve SPD’nin şansölye adayı Olaf Scholz ile CDU/CSU’nun şansölye adayı Friedrich Merz, ilk televizyon düellosunda karşı karşıya geldi. 90 dakika boyunca bazı konu başlıklarını tartışan ikili en çok ekonomi, göç ve AfD konusuna değindi. İşte seçim öncesi konu konu iki şansölye adayının değindiği konular ve fikirleri!
🔎 İçerik
ToggleAfd konusunda ne konuşuldu?
29 Ocak Çarşamba günü Federal Meclis’te AfD’nin oy desteği ile Birlik’in kabul gören göç politikalarını sıklaştıracak taslak sonrasında Birlik’in AfD ile iş birliği yapabileceği söylemlerine değinen Friedrich Merz, “Bir kez daha açıkça belirtmek istiyorum, AfD ile iş birliği yapmayacağız. Avrupa, NATO, euro, Rusya ve Amerika ile ilgili konularda dünyalar kadar farklıyız. AfD ve Birlik arasında hiçbir ortak zemin yok. Sanırım Sayın Scholz ikimiz de birbirimizi yeterince iyi tanıyoruz. Böyle bir şey söz konusu değil” dedi.
Olaf Scholz ise Afd desteği konusunda, “Bu bir tabu ihlaliydi ve çok üzücü bulduğum bir şey. Çünkü Almanya’da geçmişte yaşanmamıştı ve bu nedenle yeni ve bu ülkenin vatandaşları olarak hepimiz bundan sonra ne olacağı konusunda endişelenmek zorundayız” açıklamasında bulundu.
Seçim anketlerine bakıldığında AfD’nin ciddi bir oy potansiyeline sahip olduğunu söyleyen iki lider de bunu tehlikeli olarak gördüklerini belirtti.
Göç konusunda ne konuşuldu?
SPD Şansölye Adayı Scholz, Aschaffenburg’da yaşanan bıçaklı saldırı gibi olaylara değinerek, güvenliği artırma sebebiyle sınır dışı işlemlerini hızlandırdıklarını belirtti ve “Bence çok açık olmalı, bu tür eylemlere asla boyun eğemeyiz ve bu nedenle açık ve kararlı adımlar atılmalıdır. İşte bu nedenle ben, vatandaşların çoğunluğuyla birlikte, düzensiz göçe karşı sert ve kısıtlayıcı bir yaklaşımdan yanayım, ancak bunu Almanya’da sınır kontrollerinin yapılmasını sağlayarak uyguladım. Ocak ayında 2016’dan bu yana en düşük sığınma başvurusu sayısına ulaşmamızı sağladık ve şansölye olduğumdan bu yana sınır dışı etme işlemlerini %70 oranında arttırdık. Federal Meclis’te sınır dışı etme ile ilgili kabul ettirdiğim yasalar benim tarafımdan da devam ettirilecektir” dedi.
“Son 3 yılda 2 milyondan fazla düzensiz göçmen geldi, bu Hamburg şehrinin nüfusundan fazla”
Friedrich Merz ise bu konuda, “Görevde bulunduğunuz 3 yıl içinde Almanya’ya 2 milyondan fazla düzensiz göçmen geldi, bunun ne anlama geldiğini hemen anlayabilirsiniz, bu Hamburg şehrinin nüfusundan daha fazla, Nürnberg şehrinin nüfusunun dört katından daha fazla, Thüringen eyaletinin tamamının nüfusundan daha fazla. Pek çok konuda koalisyonlarında olması gerektiği gibi doğru davranmıyorlar. Sayın Scholz, her şeyi yaptığınızı söylediğinizde somut bir noktaya değinmek istiyorum; Yeşiller koalisyonu, sınır dışı edilmek üzere gözaltında tutulanlara, tüm işlemler tamamlandıktan ve tüm avukatlar dahil olduktan sonra sınır dışı edilmekten kaçınmak için bir kez daha tüm hileleri denemeleri için yanlarında bir kamu avukatı verilmesini sağladı. Bu dünyada yaşamıyorsunuz burada anlattığınız şey bir masal. Bunun Almanya’daki şehirlerin ve belediyelerin gerçekliğinde olanlarla neredeyse hiçbir ilgisi yok. Bu temenni, seçim kampanyası ama koalisyondaki üç yıllarının gerçekliğiyle hiçbir ilgisi yok” açıklamasını yaptı.
Ekonomi konusunda ne konuşuldu?
Ekonomide yaşanan sorunların farkında olduklarını ve bunu düzeltmek için çabaladıklarını ifade eden Scholz, “Rusya’dan Almanya’ya ve Avrupa’ya gaz sevkiyatının durmasının ardından patlayan enflasyonu ve orada yaşanan fiyat enflasyonunu düşürdük ve şimdi bununla mücadele ediyoruz. Bu nedenle büyümeyi bu temelde artırabilmemiz için şimdi bir şeyler yapılması gerekiyor. Bürokrasinin azaltılması çok önemli” dedi.
“Almanya’da 50 bin şirket iflas etti, bunların yarısı son 1 yılda yaşandı”
Friedrich Merz ise Almanya’da son 15 yılda daha önce hiç olmadığı kadar iflas dalgası yaşandığını belirterek, “Görev süreniz boyunca Almanya’da 50.000 şirket iflas etti ve bunların neredeyse yarısı son bir yılda artan bir trendle iflas etti. Almanya’dan ülke tarihinde daha önce hiç görmediğimiz bir sermaye çıkışı var Sayın Şansölye. Sanayi şirketleri sürüler halinde yurtdışına gidiyor ve parayı yurtdışına götürüyorlar. Sorun şu ki bu gitti ve geri gelmeyecek, bunu durdurmak için büyük bir çaba gerekecek. Bu yüzden size söylemeliyim ki bu akşam burada ekonomimizin durumunu tanımladığınız algı karşısında biraz şok oldum” sözlerini kullandı.
“Ukrayna’yı ben işgal etmedim”
Scholz ise ekonomide sorunlar olduğunu kabul ederek, “Ancak 46 milyon insanın çalıştığı ve bu sayının arttığı da bir gerçek. G7 ülkeleri arasında, ekonomik olarak güçlü demokrasiler arasında en düşük ikinci işsizliğe sahibiz ve bu iyi bir başlangıç noktası. Şu anda sahip olduklarımız temelinde büyümeyi sağlayabilmek ve buna güvenmek için bir temelimiz var. Almanya’da yeni üretime 100 milyardan fazla yatırım yapıldı. Küresel ekonomi zayıfladığında bir meydan okumayla karşı karşıyayız ancak bu noktada bir yorum yapma özgürlüğünü kullanmak istiyorum. Ukrayna’yı ben işgal etmedim, gaz tedarikini ben durdurmadım” dedi.
“Neden enerji krizinin ortasında temiz çalışan nükleer enerji santrallerini kapatıyorsunuz?
Nükleer enerji konusuna da değinen Merz, “Sayın Şansölye, Tanrı aşkına, neden ülkemizin en büyük enerji krizinin ortasında işleyen, temiz çalışan nükleer enerji santrallerini kapatıyorsunuz? Ekonomimize düzgün ve ucuz elektrik sağlayacak olan nükleer santraller… Bu kadar çılgınca bir fikir olabilir miydi?” sorusunu sordu.
“Bunun ekonomik kalkınmayla hiçbir ilgisi yok”
Scholz ise “Bunun Almanya’nın ekonomik kalkınmasıyla hiçbir ilgisi yok. Vatandaşlar bunun ekonomik kalkınmayla hiçbir ilgisi olmadığını anlasınlar. Almanya’da nükleer enerji kullanımını iki kez durdurduk. SPD, Yeşiller, CDU ve FDP’nin hepsi nükleer enerjiden aşamalı olarak vazgeçme kararı aldı ve nükleer santrallerin aşamalı olarak kapatılacağı açıktı. Yenilenebilir enerjilerin yaygınlaştırılması konusunda nihayet ilerleme kaydettiğimiz gerçeğini göz önünde bulundurarak, mümkün olan tüm engelleri ortadan kaldırarak gelecekteki elektrik üretimine hazır olduğumuza inanıyorum” yanıtını verdi.
“Şirketlere daha yüksek vergi yüklerseniz, sadece iyi yolculuklar diyebilirim”
Öte yandan ikili vergi konusunda da karşı karşıya geldi. Scholz, daha çok kazanandan daha çok vergi alınmasını talep ederken, Merz ise bunun orta sınıfı tamamen yok edeceğini ve orta ölçekli şirketlerin Almanya’dan gitmesine yol açacağını savunarak, “Eğer şimdi şirketlere daha yüksek vergi yüklerseniz, o zaman sadece iyi yolculuklar diyebilirim, Almanya’daki iflas dalgası bir kez daha artacaktır. Bu şirketleri Almanya’dan çıkarmayı göze alamayız, birçoğu da gidiyor” dedi.
“Ben 15 euroluk asgari ücretten yanayım”
Asgari ücret konusunda ise Scholz, “Ben 15 euroluk asgari ücretten yanayım. Bunu açıkça belirtmek istiyorum, şirketlerin de bunun harika olduğunu düşünmeleri gerektiğini açıkça belirtmek istiyorum. 40 saatlik bir haftada 15 euro ile ne kazandığınızı hesaplayabilirsiniz, bu çok fazla bir para değildir ve özellikle çocuklu bir aileniz varsa bununla zor geçinirsiniz. SPD’nin ilk etapta asgari ücreti yürürlüğe koymasından gurur duyuyorum, bu da özellikle Almanya’nın doğusunda 6 milyon insan için ücret artışı anlamına geldi. 12 euroya çıkardığım için gurur duyuyorum, bu da neredeyse 7 milyon daha fazla insan için ücret artışı anlamına geldi” açıklamasında bulundu.
Dış politika konusunda ne konuşuldu?
Scholz ve Merz, seçim öncesinde çıktıkları düelloda dış politika konusunda çok ciddi farklılıklara sahip değil. İki lider de Ukrayna’nın ilerleyen aşamalarda NATO’da olmasını savunuyor. Scholz, Ukrayna’ya olan desteğin sürmesi gerektiğini savunuyor. Merz de çok ciddi bir karşıtlık sunmadı ancak bu konuda bütçe noktasında sorun yaşanabilir.
Savunma konusunda ne konuşuldu?
Olaf Scholz, borç freni noktasında reform gerektiğini söyleyerek, “Bir sonraki yasama döneminde, NATO’nun hedeflediği %2’lik hedefi tutturmaya devam edebilmemiz için Bundeswehr’e 30 milyar euro daha harcamamız gerekecek ve borç freninde bir reform yapmadan bunu yapamayacağız. ABD’nin ulusal borcu ekonomik çıktının %120’sinden fazlayken Almanya %60’a doğru düşmektedir. İtalya, Fransa, İngiltere, Kanada, Japonya gibi ekonomik olarak güçlü olan diğer tüm ülkelerin ulusal borçları %100’ün üzerindedir ve güvenliği güçlendirmek istediğimiz için sosyal harcamalarda kesinti yapmak zorunda kalmayacağımızdan, demiryollarını ihmal etmek zorunda kalmayacağımızdan, yolları genişletemeyeceğimizden emin olmak için hareket alanımız vardır” diyerek borçlanma yoluna gidebileceklerini söyledi.
Friedrich Merz ise daha çok borcun daha fazla vergi yükü getirebileceğini söylerken, bu ödemeyi yapabilmek için ekonomiyi toparlamak gerektiğini, bazı değişiklikler yaparak bütçe yaratma imkanı bulabileceklerini dile getirdi.
Düello sonucunda iki liderden hangisinin kazandığı tartışma konusu oldu. SPD cephesine göre Scholz, CDU/CSU cephesine göre ise Merz kazandı. Vasistdas olarak takipçilerimize “Sizce düelloyu kim kazandı” diye sorduğumuzda ise yüzde 67 gibi bir çoğunluk Scholz’dan yana oy kullandı.