Almanya genelinde yüz binlerce insan geçtiğimiz sene güvenlik duvarı için #Wirsinddiebrandmauer” yani “Biz güvenlik duvarıyız” sloganıyla aşırı sağı protesto etmek için bir araya geldi. Geçtiğimiz hafta sonu da hem Köln’de hem de Berlin’de çok sayıda insan sokağa çıkarak, aşırı sağ ve AfD’ye karşı sloganlar attı.
🔎 İçerik
ToggleGüvenlik duvarı nedir?
İkinci Dünya Savaşı sonrasında Almanya’da Nazizm’in yeniden patlak vermemesi ve aşırı uç fikirlerin yeniden Almanya’da hüküm sürmemesi için yazılı olmayan bir uzlaşmaya varıldı. Daha sonrasında ise “Brandmauer” adlı güvenlik duvarı konusunda yine sözlü olmayan bir uzlaşı sağlandı. Yani Almanya’daki hiçbir demokratik parti, AfD ile iş birliği içinde olmayacaktı.
Detaylar için AfD’nin desteği ile CDU/CSU’nun göç önergesi Meclis’ten geçti
CDU/CSU’nun önergesi AfD desteğiyle onaylandı
Ancak CDU/CSU Şansölye Adayı Friedrich Merz, Federal Meclis’e göçü sıkılaştırmayı öngören bir teklifle gelince işler değişti. Tarihte ilk kez Federal Meclis’te bir önerge, AfD’nin yardımıyla çoğunluğu elde etti. Getirilen 5 maddelik göç konusundaki politikaların sıkılaştırılması önerisi, 348 milletvekilinin desteğiyle kabul gördü. 187 CDU/CSU milletvekili, 75 AfD’li vekil, 80 FDP’li vekil ve 6 bağımsızın desteğini aldı.
Yaşanan gelişme Yeşiller, SPD ve Sol partilerin tepkisini çekerken, halkta da öfke yarattı. Almanya’nın ünlü aktörleri Luisa-Céline Gaffron ve Jonathan Berlin, aralarında Jasna Fritzi Bauer, Daniel Brühl, Jella Haase, Karoline Herfurth, Maren Kroymann, sunucular Joko Winterscheidt ve Klaas Heufer-Umlauf, müzisyenler Sabrina Setlur, Bela B ve Johannes Oerding’in de aralarında yer aldığı yüzlerce tanınmış kişi, açık bir mektup kaleme alarak imzaladı.
“AfD ile yapılan bu anlaşma tarihi bir tabunun yıkılması anlamına gelmektedir”
Yayınlanan mektupta, şu ifadelere yer verildi:
“Friedrich Merz, CDU/CSU, FDP ve BSW milletvekillerine açık mektup: “Güvenlik duvarının yıkılması üzerine – AfD ile her türlü işbirliğine karşı”
Geçtiğimiz hafta sonu, yüz binlerce kişi bir kez daha gerçek ve siyasi olarak aktif bir ‘“Bir daha asla’ demek ve AfD’ye ve onunla her türlü işbirliğine karşı gösteri yapmak üzere sokaklarda toplandı. Alman tarihindeki bu dönüm noktası karşısında hepimiz daha da dehşete düştük. CDU/CSU ve ardından FDP ve BSW, AfD’nin onaylanmasını ve güvenlik ve göç politikasına ilişkin planlarında bu büyük ölçüde aşırı sağcı partiyle fiili işbirliğini kabul ederek zaten yıkılmakta olan güvenlik duvarını tamamen yıkmakla tehdit ediyor.
AfD ile yapılan bu anlaşma tarihi bir tabunun yıkılması anlamına gelmektedir. İnsanlara sığınma hakkı verilmesi anayasada yer alan temel bir haktır ve Nasyonal Sosyalizm’in işlediği suçlardan çıkarılan en önemli derslerden biridir. CDU/CSU, bu haklar konusunda faillerin ideolojik mirasçılarıyla anlaşmaya ve ‘bir daha asla’ şeklindeki tarihsel mutabakatı bozmaya hazırdır hem de Holokost Anma Günü haftasında.
Sizler, pek çok kez ‘Bir daha asla, şimdi!’ dediniz. Sık sık ‘Güvenlik duvarı duruyor’ dediniz. Ama hayır, onu destekleyen siz değilsiniz, onu dramatik bir şekilde istikrarsızlaştırıyorsunuz ve bu ülkenin sivil toplumu olarak artık bu güvenlik duvarı olmamız ve size verdiğiniz sözleri hatırlatmamız gerektiğinin farkındayız. Aşırı sağcıların yardımıyla temel hakların altını oymakla tehdit ediyorsunuz ve böylece AfD’nin etki ve güç kazanmasına yardımcı oluyorsunuz. Sanat, kültür, medya ve kamusal yaşamdan bu açık mektubu imzalayan bizler, CDU/CSU, FDP ve BSW milletvekillerini anayasaya aykırı planlarından ve AfD ile her türlü ortak amaçtan derhal uzaklaşmaya çağırıyoruz. Taslağa karşı oy kullanın ya da oylamadan uzak durun.
Ayrıca, mevcut ırkçı, anti-Semitik, çeşitlilik ve iklim karşıtı söylem tarafından körüklenen ve toplumun sağ yelpazeye kaymasına katkıda bulunan bölünme ve kışkırtma biçimini de kınıyoruz. Tarih tekerrürden ibarettir ve biz bu kez gözümüzü başka tarafa çevirmeyeceğiz. Hafta sonunda ülke çapında düzenlenen gösterilerde ‘Güvenlik duvarı biziz’ sloganları atıldı, şimdi güvenlik duvarını hayata geçirme zamanı. Bu ülkedeki herkesi, gösterilerdeki ışık denizlerini sembolize eden mumları CDU/CSU parti merkezinin önüne bir hatırlatma ve nöbet olarak yerleştirmeye davet ediyoruz. Ayrıca sivil toplumu, milletvekiline bir e-posta gönderme fırsatını değerlendirmeye ve güvenlik duvarını korumaya teşvik etmek için gösterilere katılmaya teşvik etmek istiyoruz.”