Almanya’da sahte dil ve kalfalık belgesi satan şebeke yakayı ele verdi. Erlangen Emniyeti, 2020’den bu yana vatandaşlığa geçiş için gerekli Almanca yeterlilik sertifikaları, “Almanya’da Yaşam” sınavı belgeleri ve sahte kalfalık evrakları satan organize bir şebekenin çökertildiğini duyurdu. Erlangen Kriminal Dairesi ile Nürnberg-Fürth Savcılığı tarafından yürütülen soruşturmanın 2024’ten bu yana sürdüğü belirtildi.
Bu haber dikkatinizi çekebilir: Almanya’da sahte dil sertifikası ile vatandaşlık skandalı
Almanya’da sahte dil ve kalfalık belgesi satan çete çökertildi
Mittelfranken Emniyet Müdürlüğü’nün DW Türkçe’ye verdiği bilgilere göre, şebekenin başında olduğu düşünülen 47 yaşındaki Türk vatandaşı, kısa süre önce Türkiye’ye kaçarak faaliyetlerini buradan sürdürmeye başladı. Aynı soruşturmada adı geçen 41 yaşındaki Türk kadın, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Belgelerin satışında aracılık yapmakla suçlanan 51 yaşındaki Alman ise tutuklandı.
Emniyet birimleri, şebekenin sahte kalfalık belgeleri de dâhil olmak üzere çok sayıda evrak satarak milyonlarca euroluk dolandırıcılık yaptığı şüphesi üzerinde duruyor. Almanya genelinde pek çok kişinin bu ağla bağlantılı olduğunun tespit edildiği bilgisi paylaşıldı. Tutuklanan Türk zanlının, daha önce 48 ayrı sahtecilik dosyasında ertelenmiş hapis cezası aldığı da aktarıldı.
Soruşturma derinleştirilirken, özellikle Bavyera, Kuzey Ren-Vestfalya ve Berlin’den gelen yeni sahte belge ihbarlarının aynı şebekeye işaret ettiği belirtildi. Artan vaka sayısı nedeniyle Erlangen Emniyeti bünyesinde “Sahtecilik” adlı özel bir birim kuruldu.
Çok sayıda evrak ele geçirildi
Almanya genelinde Ocak 2025’te düzenlenen operasyonlarda, Erlangen, Nürnberg, Erlangen-Höchstadt bölgesi ve Münih’te evler, iş yerleri ve fotokopi dükkânları arandı. Çok sayıda delil ile teslimata hazır sahte belge bulundu. Delillerin toplanmasının ardından baş şüpheli, onun kız arkadaşı ve aracılık yaptığı iddia edilen Alman hakkında yakalama kararı çıkarıldı; ancak şebeke liderinin Türkiye’ye kaçtığı anlaşıldı.
Savcılık, zanlıları kuaför salonu veya oto tamirhanesi gibi işletmeler açabilmek için gerekli kalfalık belgelerinin sahtelerini temin etmek, vatandaşlık için zorunlu dil ve yaşam bilgisi sertifikalarının sahte örneklerini hazırlamak ve çeşitli mesleki yeterlilik belgelerinin kopyalarını satmakla suçluyor. Kalfalık belgelerinin AB içinde serbest dolaşım hakkı sağlaması nedeniyle soruşturmanın yabancılar hukuku açısından da yürütüldüğü kaydedildi.
Mittelfranken Emniyeti, şebekenin müşterilerinin sadece göçmen kökenlilerden ibaret olmadığını, çok sayıda Alman vatandaşının da sahte belgeler satın aldığını belirtti. Belgelerin basımında kullanılan fotokopi dükkânlarının da suç işlemiş olabileceği ifade edilerek, şüpheli başvuruların bildirilmesi çağrısında bulunuldu.
Hamburg’da sahte belge davası: Biri tutuklu, biri ertelenmiş ceza aldı
Hamburg’da Perşembe günü sonuçlanan başka bir davada, Alman vatandaşlığı için gerekli belgeleri sahte olarak düzenlemekle suçlanan iki kişi hakkında hüküm verildi. Ana sanık, sahtecilik ve kara para aklamaktan iki buçuk yıl hapse mahkûm edildi. Diğer sanık ise kara para aklama ve iltimas geçmek suçlarından bir yıl hapis cezası aldı; cezanın infazı ertelendi.
Savcılık, iki sanığın yabancılara ve göçmenlere 900 ile 4 bin euro arasında değişen fiyatlarla sahte belgeler sattığını, siparişlerin bir video platformu üzerinden alındığını, belgelerin ise kimliği tespit edilemeyen ortaklar tarafından hazırlandığını açıkladı. Sanıklar, Temmuz ayında Hamburg’da sahte belgeleri teslim ederken yakalanmıştı.
Sahte belge ile vatandaşlığa geçişe sert yaptırımlar geliyor
Son yıllarda artan sahtecilik vakaları üzerine Federal Meclis İçişleri Komisyonu, Çarşamba günü yeni bir düzenlemeye onay verdi. Bazı ülkelerin “güvenli ülke” ilan edilmesini de içeren yasa tasarısına eklenen düzenlemeye göre, belgede sahtecilik yaparak veya yetkili kurumları yanıltarak vatandaşlık alan kişiler 10 yıl boyunca Alman vatandaşlığına başvuramayacak.
Komisyondaki CDU/CSU, SPD ve AfD üyeleri düzenlemeyi desteklerken, Yeşiller ve Sol Parti karşı oy kullandı. Düzenleme, vatandaşlığın geri alınması ya da başvuru sahibinin kasıtlı olarak aldatma, tehdit veya rüşvetle süreci manipüle ettiğinin tespit edilmesi hâlinde 10 yıllık men cezası öngörüyor. Aynı yaptırım, vatandaşlık için gerekli temel bilgilerin bilerek yanlış verilmesi durumunda da uygulanabilecek.
