Almanya Başbakanı Friedrich Merz’in tartışmalı “Stadtbild (şehir manzarası)” söylemi, haftanın en çok tartışılan konusu olmaya devam ediyor. Göç sorunu konusunda böyle bir tanımlama yapmasının ardından gelen tepkiler üzerine bir açıklama daha yapan Merz, geri alacak bir şey söylemediğini ifade etmiş ve bu söylemi ile ne demek istediğine ilişkin olarak, “Eğer kızlarınız varsa, onlara sorun. Sanırım size oldukça net bir cevap vereceklerdir” demişti.
Potsdam’da yaptığı konuşmanın ardından Berlin’de pazar günü düzenlenen protesto ile tepki çeken Merz, sonrasında söylemini sürdürmesi üzerine bu kez CDU Genel Merkezi önünde salı akşamı 7.500 kişinin katılımıyla “Biz kızlarız” sloganıyla protesto edildi.
Bu haber dikkatinizi çekebilir: Başbakan Merz’ten, “şehir manzarası” açıklaması
Siyasi kanattan tepkiler devam ediyor
CDU’lu Armin Laschet, Merz’in ” Stadtbild” açıklamasının muğlaklık yarattığını belirterek, AfD’nin bundan faydalanabileceği konusunda uyarıda bulunarak, “Merz’in bu sözle neyi kastettiğinin belirsiz olması, AfD tarafından kendi lehlerine kullanılabilir” dedi. Laschet’e göre AfD bir sonraki seçimde “Şehir manzarası düzeldi mi?” sorusunu soracak ve ona göre bu kadar belirsiz bir kavramla hükümetin kendi politikasının başarısını ölçmek de zorlaşacak. Şehir manzarasının sadece göç ile ilgili olmadığını da belirten siyasetçi, “Parklarda Alman bağımlıların attığı uyuşturucu iğneleri, Hamas sloganları atan antisemitler ya da sokaklarda yürüyen aşırı sağcılar da bu şehir manzarasının bir parçası” dedi.
Almanya Maliye Bakanı Lars Klingbeil (SPD lideri), göç tartışmaları sırasında Başbakan Friedrich Merz’in (CDU) “şehir manzarası” açıklamasına karşı mesafe koyarak, “Siyasetçiler olarak yeniden ‘biz’ ve ‘onlar’ diye ayıran tartışmalar başlatırken son derece dikkatli olmalıyız. Ben, bir kişinin şehir manzarasına uyup uymadığını dış görünüşünün belirlemediği bir ülkede yaşamak istiyorum. Bazen doğru olanı yapmak yeterli değildir, yanlış olanı da söylememek gerekir” dedi. Bazı şehir merkezlerinde güvenlik sorunları olduğunu da kabul eden Klingbeil, bu sorunun dile getirilmesi gerektiğini ancak akıllıca çözümler üretilmesi gerektiğini de dile getirdi ve “Örneğin, polisimizin arkasında daha güçlü durabiliriz” ifadelerini kullandı.
CDU’lu Berlin Belediye Başkanı Kai Wegner, “Suç oranlarına asla duygularla yaklaşılmamalı, her zaman somut verilerle konuşulmalıdır” dedi ve suç oranlarında belli gruplar öne çıkıyorsa bunların söylenebileceğini ancak bunu genelleyerek söylemenin yanlış olduğunu vurguladı.
Siyasi cephede de eleştiriler dinmek bilmiyor. Yeşiller Grup Başkan Yardımcısı Misbah Khan, Merz’i AfD ile benzer bir dil kullanmakla eleştirerek, “Bu tür açıklamalar bir başbakana yakışmaz. Merz, genellikle AfD’den duyduğumuz bir üslup kullanıyor. Bir yandan AfD’den uzaklaşmak istiyor ama diğer yandan onlar gibi konuşuyor. Bu da çelişki yaratıyor. Başbakan, köprüler kurmak yerine toplumu bölüyor ve sağcı propagandanın ateşini körüklüyor” dedi.
Yeşiller’in lideri Franziska Brantner, “Bize insanları birleştiren bir başbakan lazım; herkesi şüphe altında bırakan, sonra da bir şekilde ‘kızlara sorun’ diyerek ima dolu cümleler kuran bir başbakan değil” dedi.
Yeşiller’den Cem Özdemir ise, “Birçok insan geceleri toplu taşıma araçlarını kullanmaktan çekiniyor, kadınlar geç saatlerde istasyonlara gitmeye korkuyor. Bu gerçekten katlanılmaz bir durum ve bizim bununla ilgilenmemiz gerekiyor. Eğer bunu yapmazsak, bu neredeyse AfD’ye oy verme çağrısı anlamına gelir” açıklamasını yaptı ancak kullandığı üslup sebebiyle Merz’e tepki gösterdi.
Yeşiller Grup Başkanı Katharina Dröge, Merz’in toplumu kutuplaştırdığını ifade ederek, “Merz’in yaptığı açıklamadan dolayı özür dilemesini beklerdim. Göçün şehir manzarasını bozduğunu söylediğinde, Almanya’da göçmen kökenli olan ve kendisini hedef gösterilmiş gibi hisseden milyonlarca insanı aşağılamış oldu” dedi.
SPD’li Ralf Stegner, “Başbakan, şehir manzarasıyla ilgili sözlerinde üslubunu aşıyor. Yabancı karşıtı bir hava yaratıyor, hiçbir çözüm sunmuyor ve böylece toplumsal huzursuzluğa neden oluyor. Bu ifadeler toplumu bölüyor ve sonuçta bundan, yabancı düşmanlığı üzerinden seçim kazanmaya çalışanlar faydalanıyor” ifadelerine yer verdi.
SPD Genel Sekreteri Tim Klüssendorf ise Merz’in açıklamasını kabul edilemez bulduğunu söyleyerek, “Bence konuyla hiç alakası olmayan, genellemeci bir bağlama oturtuyor” dedi.
Sol Partili Heidi Reichinnek, Merz’in kadınları ırkçılık için kullandığını söyleyerek, “Kadınlar geceleri tek başına eve yürürken göçmenlerden değil, erkeklerden korkuyor. Sorun şiddet yanlısı ve sınırları aşan bir erkeklik” dedi.
Türk toplumundan Merz’e tepki
Almanya Türk Toplumu Başkanı Gökay Sofuoğlu, Başbakan Merz’in söylemine tepki göstererek, “Sayın Merz, toplumun nasıl şekillendirilmesi gerektiğinden bahsetmek yerine kutuplaştırmaya çalışıyor. Şehir manzarasında giderek daha fazla yoksulluk, daha fazla evsiz insan ve daha fazla kapalı dükkân görüyoruz. Ancak bunun şehirlerin çeşitliliğiyle pek ilgisi yok; bu durum hükümetin sorumlu olduğu sosyoekonomik değişimlerle ilgili. Başka bir cephede savaşa gerek yok” dedi.
Stuttgart’ta yaşadığını söyleyen Sofuoğlu, “Örneğin Stuttgart’ta 18 yaşın altındaki nüfusun yüzde 60’ı göçmen. Bunlar barış içinde yaşayan insanlar, gerçek olan bu” dedi.
Dobrindt ve Söder’den destek
CSU lideri Markus Söder ise Merz’i destekleyerek, şehir manzarası ifadesinin çarpıtılmış bir tartışmaya dönüştüğünü söyleyerek, bunun sol görüşlü bir kampanyadan ibaret olduğunu belirtti ve “Ülkemizin gerçeği, uyum sürecinin bazı alanlarda başarısız olmasıdır. Başbakanın buna dikkat çekmesi oldukça normal” dedi.
İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt ise “Yasa dışı göçün şehirlerimizin görünümünü değiştirdiği gerçeği birçok insan için normal bir algı ve ben de bunu bir gerçek olarak görüyorum” sözlerine yer verdi.