Geçtiğimiz ay Almanya’da mülakat sürecine hazırlanırken nelere dikkat etmeniz gerektiği ile ilgili bir yazı hazırlamış (Yazıya buradan tekrar göz atabilirsiniz), içerik olarak, kafa yapısı olarak kendinizi nasıl hazırlamanız gerektiğinden, online görüşmede özellikle unutmamanız gereken ayrıntılardan bahsetmiştim.
Yazı sonrası Almanya’da Kariyer isimli Facebook grubumuz, Instagram ve LinkedIn’den birçok soru geldi. Bu yazıda da, Almanya’da iş görüşmesi ile ilgili birinci bölümde değinemediğim konularla ilgili sizlerden gelen soruları cevaplandırmak istiyorum.
Almanya’da mülakat ile ilgili sorularınız ve cevaplarım
Bu başlık altında mülakat konusunda sorularınızı ve yanıtlarını bulabilirsiniz.
1) Başvuru yaptığım şirketin İK uzmanı telefon açıp, müsait olup olmadığımı sordu. O an uygun değilsem bunu belirtmem uygun mudur? Ne şekilde belirtebilirim?
Evet, belirtebilirsiniz. Eskiye nazaran daha az duyuyorum ama bazen İK uzmanları spontane bir şekilde telefon edip, size birkaç soru sormak isteyebiliyorlar. Böyle bir durumda net bir şekilde “şu anda müsait olmadığınızı, saat X’ten sonra veya X ve Y arası müsait olacağınızı” belirtebilirsiniz.
Müsait olsanız bile, kafanızı toparlamak için zamana ihtiyacınız varsa, aynı taktiğe başvurabilirsiniz. Bunun kabul olmanıza olumlu veya olumsuz bir etkisi olmaz.
2) İş görüşmesine giderken nasıl giyinmeliyim?
İşin doğrusu, 2022 senesinde insanların giyimi kuşamı ile ilgili yorum yapmak bana anlamsız geliyor. Almanya’da da “Zeitgeist” yani zamanın ruhu, olduğunuz gibi olmanız, kendinizi bir şirket için şekilden şekle sokmamanız.
Öte yandan Almanya’da da herkes benimle hemfikir değil. Özellikle de daha geleneksel şirketlere başvuruyorsanız. O nedenle size en risksiz versiyonu söyleyeceğim.
Temel prensip olarak şunu düşünün: “O şirketi, sektörel bir fuarda temsil edecek olsanız, ne giyerdiniz?” Yani şirket ortamında giyebileceğiniz kıyafetlerin içinden diğerlerine nazaran daha şık duranlardan birini seçebilirsiniz.
Almanya’da mülakat konusunda kılık kıyafetin, Türkiye’ye oranla daha az belirleyici olduğunu düşünüyorum. Yine de – risk almak istemezseniz – makyaj yaparken, takı takarken veya parfüm sıkarken, Almanların “weniger ist mehr”, “yani nicelik olarak az olan nitelik olarak daha iyi olabilir” düsturunu benimsemeniz çoğu pozisyon için faydalı olabilir.
3) Almanların piercing ve dövmeye bakışı nedir? Görüşmede imajımı olumsuz etkiler mi?
Almanlar bu konuda Türklere oranla çok daha rahatlar. Özellikle, start-up’lara başvuruyorsanız veya IT, pazarlama, tasarım gibi bölümlere başvuruyorsanız, hiç dert etmeyin. Sadece finans /bankacılık gibi daha muhafazakâr sektörlerde, küçük ve orta ölçekli aile şirketlerinde veya müşteri ile görsel temasta olunacak pozisyonlarda dezavantajı olabilir.
4) Görüşmede “sen” mi (du) demeli, yoksa “siz” mi (Sie)?
Burada tercihi karşı tarafa bırakın. Karşı taraf sohbete “siz” diye başlarsa siz de öyle devam edin. Alman kültürü, Türk kültürüne göre daha az hiyerarşik. Türkiye’de çoğu yönetici çalışanlara sen diye hitap eder ama karşılığında kendisine siz denmesini bekler.
Almanya’da ise iki tarafın aynı hitap şeklini kullanması beklenir. Bu nedenle eğer karşıdaki kişi size “sen” diye hitap ediyorsa, siz ona “sen” diye hitap edin.
5) Kendimi nasıl tanıtmalıyım? Gülru? Erkmen? Gülru Erkmen Hujara?
Almanya’da mülakat sırasında eğer siz dili kullanılacaksa, kendinizi isim, soy isim veya sadece soy isimle tanıtabilirsiniz. Mülakat İngilizce ise veya karşı taraf kendini sadece ismiyle tanıtıyorsa, siz de öyle devam edebilirsiniz.
6) Karşı taraf şirketle veya bölümle ilgili konuşurken, soru sorabilir miyim? Aklıma gelen düşünceleri paylaşabilir miyim?
Evet, sormalı ve paylaşmalısınız! Soru sormak, hatta bazen karşı tarafı biraz zorlayacak sorular sormak, eleştirel düşüncelerinizi paylaşmak, Alman kültüründe kabalık olarak görülmez.
Tam tersi arzu edilen bir şeydir. Almanlar kültürel olarak konu ve kişiyi ayırdıkları için, konuya yaptığınız bir eleştiriyi karşı taraf kişiliğine yapılmış bir eleştiri olarak görmez. Olaylara daha somut ve objektif bir perspektiften bakarlar.
7) Almanlar için göz kontağı kurmak çok önemli deniyor. Doğru mu?
Evet doğru. Bu nedenle görüşme sırasında karşınızdaki kişi ile göz kontağı kurun. Sürekli kurmanıza gerek yok ama göz kontağı kurmak “seni ciddiye alıyorum” “kendime güveniyorum” gibi mesajlar veriyor karşıya.
Hatta online görüşmelerde, ara ara ekrana bakmak yerine, direkt kameraya bakmak önerilir, karşı taraf gözünün içine bakıldığını hissetsin diye. Bu bana biraz yapay geliyor ama size öyle hissettirmiyorsa, deneyebilirsiniz.
8) Bir yerde Almanların görüşme sırasında kahve veya su içtiğim bardağı görüşme bittikten sonra mutfağa götürüp götürmediğime baktıklarını ve bu gizli kişilik testinin de mülakatın bir parçası olduğunu duydum. Doğru olabilir mi?
Ben böyle bir teste denk gelmedim. Fakat şurası doğru: Birçok Alman şirketinde “Küchendienst” vardır. Her gün birisi – bu CEO da olabilir, stajyer de – bulaşık makinesini boşaltmak, kahve makinesini temizlemek gibi işlerden sorumludur.
DIY (do-it-yourself) kültürünün bu kadar baskın olduğu bir ülkede, küçük bir şirkette görüşme yapıyorsanız, mutfak yakınsa, kahveleri beraberce aldıysanız, bardağınızı da kendiniz götürmeniz muhtemelen hoş karşılanır. Fakat çok büyük bir şirketle görüşüyorsanız, elinizde kahve fincanı, her tarafa girip çıkıp, mutfak aramanız hoş olmayabilir.
9) Maaş pazarlığı sırasında, maaş hariç başka hangi yan hakları talep edebilirim?
Özellikle yurt dışından geliyorsanız veya şehir değiştiriyorsanız iyi bir relocation paketi talep edebilirsiniz.
Buna eşya nakliyesi, ev bulmak için emlakçı hizmeti, 3 veya 6 ay kirası şirket tarafından ödenecek eşyalı daire, bürokratik işlerinizi halletmeniz için destek, dil kursunun karşılanması, sizin veya eşiniz /partnerinizin iş bulması ve adaptasyon süreci için koçluk hizmeti alması dahil olabilir.
Buradaki isteklerinizi kabul ettirmenin daha yüksek bir maaşı kabul ettirmekten daha kolay olabileceğinin de altını çizeyim. Bu arada brüt maaş teklifinden sonra tahmini net maaşınızı yani “cebinize girecek” parayı hesaplamayı unutmayın. Vasistdas‘ın bunun için güzel bir hesaplama aracı burada mevcut.
10) Almanya’da iş görüşmesi sonrası şirkettekilerle tekrardan iletişime geçmeli miyim?
Bence evet. Görüşmenin sizin açınızdan (eğer öyleyse tabii) çok olumlu geçtiğini ve orada çalışma düşüncenizi daha da güçlendirdiğini belirten, ilgi ve zamanları için teşekkür eden bir e-mail atmanız size avantaj sağlar.
Umarım bu cevaplar size Almanya’daki mülakatlarınızda fayda sağlar. Eğer işi şansa bırakmayıp, mülakatlarda nasıl daha iyi bir performans gösterebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız, mülakat simülasyonu için benimle iletişime geçebilirsiniz.
Bu yazıda cevabını bulamadığınız sorular mı var? Bu gönderinin altına yazın, beraber cevaplayalım.
Alman kültürüyle tanışıklığım henüz 11 yaşındayken, Alman Lisesi’nin Haliç manzaralı sıralarında başladı. Lise sonrası, Heidelberg Üniversitesi’nde Ekonomi ve Politika bölümlerini bitirdim. Ardından hem Almanya, hem Türkiye’de, iş geliştirme, pazarlama, strateji gibi alanlarda çalıştım. Kurumsal hayatın bana kazandırdığı dostlukları, iş seyahatlerini ve her ay sonu hesabıma yatacak paranın verdiği güveni sevdim, fakat esas hayalim, insanlarla birebir çalışarak, hayatlarına dokunduğumu hissedebilmekti. Almanya’da aldığım sistemsel koçluk eğitimi ile bu yolun kapısını açtım.
Bugün, Coaching for Global Minds adı altında, Almanya’da yaşayan veya yaşamayı planlayan göçmenlere, yurtdışında tatmin edici bir hayat kurabilmeleri için koçluk ve kariyer danışmanlığı yapıyorum.
San Francisco’da tanıştığım Alman eşim ve 2 ve 5 yaşlarındaki iki oğlumla, bazen Istanbul’u özleyerek, ama buradaki hayatımızı çok da severek Hamburg’da yaşıyoruz.