Köln Katedrali (Kölner Dom) ya da resmi adıyla “Hohe Domkirche St. Petrus”, Almanya’nın dördüncü büyük şehri Köln’de bulunan ve Gotik mimarinin en görkemli örneklerinden biri olarak kabul edilen bir yapı olarak öne çıkıyor. Hristiyanlık dünyasında önemli bir yere sahip olan bu katedral, hem tarihi hem de mimari özellikleriyle dikkat çekerken, bir bakana kesinlikle bir kez daha baktırıyor.
🔎 İçerik
ToggleKöln Katedrali hikayesi ve tarihçesi
Köln Katedrali’nin yapımı, 1248 yılında başladı ancak ne kadar başlamış olsa da kolay biten bir yapı olmadı. Siyasi ve ekonomik sebepler dolayısıyla uzun süre yapımı kesintiye uğradı. 632 yıllık bir süreç sonunda 1880’de tamamlanarak hizmete açıldı.
Köln Katedrali’nin inşası, Üç Bilge Adam yada Üç Kutsal Kral’ın (Magi) kalıntılarının Köln’e getirilmesiyle direkt olarak ilişkilidir.
Almanya’da her 6 Ocak Epifani Yortusu (Heilige Drei Könige) olarak kutlanır ve Hristiyanlık için önemli bir dini bayram olarak öne çıkar. Bu önemli günde Hz. İsa’nın mesih olduğunu müjdeleyen yıldızın belirmesiyle doğudan gelen Üç Kutsal Kral olarak adlandırılan Kral Caspar, Melchior ve Balthasar‘ın bebek İsa’yı ziyaret ettiği ve Hz. İsa’nın vaftiz edildiği gün olarak kabul edilir.
İşte bu Üç Kutsal Kral, Köln Katedrali’nin inşasında önemli rol oynar. 1164 yılında, Kutsal Roma İmparatoru I. Friedrich, Milano’yu fethettikten sonra Üç Kutsal Kral’ın emanetlerini ele geçirir ve Köln Başpiskoposu Rainald von Dassel’e hediye eder.
İlk olarak kalıntıların getirildiği yer o kadar çok ziyaretçi almaya başlar ki, söz konusu katedralin büyümesi gerekir ve Köln Katedrali’ne olan ihtiyaç başlar. Hristiyan hacılar, buraya gelerek Üç Kutsal Kral’ın kalıntılarını görmek ister. Bir anda dini bir merkez haline gelen katedral küçük kalınca, 1248 yılında Köln Katedrali’nin inşasına başlanır.
Köln Katedrali’nin özellikleri
Köln Katedrali, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bir yapı olarak öne çıkarken, 7000 m²’lik bir alanı kaplar ve 157 metre yüksekliğindeki iki kulesiyle Avrupa’nın en yüksek ikiz kulelerine sahip dini yapılarından biri olarak öne çıkar.
Katedral, haç şeklinde bir plana sahiptir ve çift kuleli yapısıyla dikkat çeker. Sivri kemerler, uçan payandalar ve detaylı taş işçiliği, yapının dış yüzeyinde belirgindir. İç mekânda, yüksek tavanlar ve zarif sütunlar dikkat çeker. Katedralin iç kısmı, Gotik mimarinin ince detaylarını barındırır. Özellikle vitray pencereler, Orta Çağ’ın en iyi vitray örneklerinden bazılarını oluşturur ve iç mekâna mistik bir ışık sağlar.
Vitray pencereler, İkinci Dünya Savaşı sırasında yerinden çıkarılarak muhafaza altına alınıyor. Bunun sebebi ise bombalamalar sırasında oluşan basıncın en aza indirilmesi ve binanın en az hasarı alması. Savaş sonrasında ise camların çoğu yerine takıldı.
Eksik kalan camlar için 2007’de Alman sanatçı Gerhard Richter, katedral için modern bir vitray pencere tasarlar ve bu eser, 11.000’den fazla aynı büyüklükte cam parçasından oluşan bir vitray penceresinin modern yorumunu sunar.
Katedral öyle büyüktür ki aynı anda 20 binden fazla insanı ağırlayabilecek genişliğiyle büyük bir ihtişam sunar. Burada Üç Kral Tapınağı’nın yanı sıra 10. yüzyıla tarihlenen Gero Haçı da bulunur. Kuzey Avrupa’daki en eski büyük haçlardan biridir. Ahşaptan yapılmış bu haç, hem sanatsal hem de tarihi değeriyle öne çıkar.
Köln şehrine ve turizmine katkısı
Köln Katedrali, şehrin en önemli simgesi olup, her yıl milyonlarca turist tarafından ziyaret ediliyor. Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin resmi turizm web sitesine göre, katedral altı milyondan fazla ziyaretçisiyle Almanya’nın en popüler turistik yerlerinden biri olarak öne çıkıyor. Katedral, sadece dini bir yapı olmanın ötesinde, Köln’ün kültürel ve ekonomik hayatında da merkezi bir rol oynuyor.
1965’te Türk işçiler burada namaz bile kıldı
Katedralin tarihinde ilginç bir detay da 1965 yılına uzanıyor. Almanya’ya göç eden Müslüman Türk işçiler, Ramazan Bayramı’nda namaz kılacak bir cami bulamayınca, çareyi burada bir araya gelmekte buluyorlar. Katedral yönetimi ile konuyu görüşen kalabalık, taleplerine olumlu yanıt alıyor ve 3 Şubat 1965’te burada bayram namazı kılıyorlar.
Yusuf Topçu ve İbrahim Toparslan‘ın başında bulunduğu heyet, günde el yazısı olacak şekilde 50-60 tane ilan hazırlayıp Türklerin kaldığı yurtlara ve fabrikalara dağıttı. O gün geldiğinde takım elbiselerini giyerek en güzel şekilde katedrale gelen Türkler, 700 kişilik bir ekiple namazını kıldı.
Gazeteciler ve çok sayıda Alman da ne olduğunu izlemek için orada yer aldı. Türkler, kendilerine gösterilen bu incelik karşısında katedral için toplanan yardıma bağış yaparak karşılık verdi.
Birkaç gün sonrasında bu olay gazetede “Tarihi bir gündü” olarak çıktı. Die Zeit, “Haçlı Seferi’ne giden askerlerin uğurlandığı Dom’da ezan sesi” başlıklı bir yazı yazarken, yazının sonunda ise “Türk işçiler Dom’da bayram namazı kıldılar. Giderken kilisenin yardım kutusuna para atıp öyle gittiler” ifadelerine yer verdi.
Köln Katedrali’ne gitmeden önce bilmeniz gerekenler
Katedral 06.00-20.00 saatleri arasında açıktır. Köln Katedrali dünya mirası alanı ise Pazartesiden Cumartesi gününe kadar 10.00-17.00, Pazar ise 13.00-16.00 saatleri arasında açıktır. Akşam ayini sonrasında ise 20.00’ye kadar ziyaret edilebilmektedir. Ayinlere göre saatler değişiklik gösterebileceği için ziyaret öncesinde saatleri buradan kontrol edebilirsiniz.
Kuleler Köln’deki karnaval sezonu boyunca, Weiberfastnacht, Karnaval Cumartesi’sinde, Karnaval Pazarı’nda, Rosenmontag’ta, 11 Kasım, 24 Kasım, 25 Kasım, 31 Aralık ve 1 Ocak günleri kapalıdır.
Kuleye giriş için ödeme yapmanız gerekecektir. Biletler güncel olarak katedralin resmi sitesine göre yetişkinler için 8 €, çocuklar ve öğrenciler için 4 € ve aileler için ise 20 €’dur. Ziyaretçilerin hem kuleye hem de Katedral Hazinesi’ne erişim sağlayan kombine biletler ise yetişkinler için 12 €, indirimli ücret ise 6 € iken aile kombine biletleri 30 €’dur.
Katedralde asansör olmadığı için kulelere çıkmak istiyorsanız öncelikle uzun bir tırmanış olacağını ve 533 basamak çıkacağınızı bilmelisiniz. Ayrıca burayı ziyaret etmek için dikkat edilmesi gereken belli başlı kurallar da var.
Katedralde yüksek sesle konuşmanız ya da koşmanız hoş karşılanmaz. Ayinler dışında burada şarkı ya da müzik yasaktır. Cep telefonunuzu sessize almanız gerekir. Telefonla konuşmanız gerekirse de bunu katedral dışında yapmanız gerekir.
Giyiminiz mütevazi olmalı, kolsuz kısa üstler, kısa şortlar ve etekler uygunsuz olarak kabul edilmektedir. Dini açıdan saldırgan ya da ırkçı sembollere izin verilmez. Yiyecek ve içecekler, katedralin dışında tüketilebilir.
Katedral binasının tamamında elektronik sigara dahil sigara yasaktır. Her türlü uyuşturucu ve sarhoşluk yasaktır, bu gibi durumların etkisindeki kişilerin katedrale girmesi yasaktır.
Katedral içinde fotoğraf çekmeniz sorun olmayacaktır ancak flaş kullanmaktan kaçınmaya özen göstermelisiniz. Özellikle yaz aylarında ve hafta sonlarında katedralde yoğunluk yaşanabiliyor. Daha sakin bir deneyim isterseniz erken saatlerde ya da öğleden sonra geç saatlerde ziyaret etmeyi düşünebilirsiniz.
Kuleye çıkış sırasında yanınızda yalnızca 40x35x15 cm boyutlarına kadar küçük çantalar ya da sırt çantası alınabiliyor. Eğer bir valiziniz ya da benzer nitelikte büyük bir eşyanız varsa emanet bagaj ofisine bu eşyalarınızı bırakabilirsiniz.
Roncalliplatz’daki katedral mağazasının yanındaki konteynerde yer alan bu emanet ofisini 10.00-18.00 saatleri arasında kullanabilirsiniz.
Bu kadar Köln’den bahsetmişken, Köln gezi rehberi yazımıza da göz atarak, gezilecek başka yerleri de görebilir ya da direkt olarak videomuzu izleyerek, Köln’ü yakından tanıyabilirsiniz.
Ankara Üniversitesi Gazetecilik bölümü mezunuyum. Eğitim hayatımı noktaladıktan sonra birçok sitede metin yazarlığı, haber editörlüğü, içerik editörlüğü ve redaksiyon hizmeti verdim. Sonrasında yolum Vasistdas ile kesişti.
Almanya’nın düzeni, sosyal yönden kuvvetli olan bir devlet anlayışına sahip olması, benim için Almanya’yı eşsiz ülkeler arasında önemli bir yere koyuyor. Özellikle de Alman iş kültürüne büyük ilgi duyuyorum ve bu nedenle Almanya hakkındaki gelişmeleri yakından takip ediyorum.
Almancada çok sevdiğim bir atasözü olan, “Geteilte Freude ist doppelte Freude” (Paylaşılan sevinç iki katına çıkar) düşüncesiyle insanlarla bire bir sohbet etmeyi, yapabildiğim noktalarda yardımcı olmayı, yeni insanlar tanımayı ve yeni kültürler öğrenerek, bakış açılarımı geliştirecek kapılar açmayı seviyorum. Vasistdas ekibinin bir parçası olarak; sizinle kimi zaman bir yazıda, kimi zaman bir mesajda, kimi zaman da sosyal medyada bir paylaşımla buluşmaktan büyük memnuniyet duyuyorum.