AfD lideri Alice Weidel, bütçe görüşmelerinde hükümete ve Başbakan Friedrich Merz’e yönelik çok ağır eleştirilerde ve sert çıkışlarda bulundu.
Geçtiğimiz gün Almanya’da Maliye Bakanı Lars Klingbeil, hükümetin 2025 bütçesini ve 2029’a kadar mali planlamasını Meclis’e sundu. Bütçe görüşmelerinde özellikle muhalefet cephesinden tepkiler gelirken, AfD hükümete ve Başbakan Friedrich Merz’e yönelik eleştirilerini bir bir sıraladı.
Bu haber dikkatinizi çekebilir: Almanya bütçesi 2025: Milyar euroluk yatırımlar, borçlar
Alice Weidel bütçe görüşmelerinde verdi veriştirdi
Bütçe görüşmeleri sırasında en büyük muhalefet partisinden bir isim söz alıyor. Bu yıl AfD lideri Alice Weidel söz alarak hükümeti ve Merz’i eleştiri bombardımanına tuttu. Başbakan Merz’in sözünün arkasında durmayan bir siyasetçi olduğunu ifade eden Weidel, “En son sözünüzden de caydınız. Herkes için vaat edilen elektrik vergisi indiriminin iptal edilmesiyle birlikte vatandaşlar en azından artık sizden ne bekleyebileceklerini biliyorlar: Hiçbir şey” dedi.
SPD, Yeşiller ve FDP’den oluşan önceki hükümetin çalışmalarının Merz döneminde de devam ettiğini söyleyen Weidel, seçim öncesinde vatandaşlara elektrik vergisinde indirim vaadi verildiğini, bu vaat karşısında seçmenlerin rahatlamak için Merz’i seçtiğini ancak seçim sonrasında bu indirimin sadece sanayi üretimi için uygulandığını hatırlattı.
“Başbakanlığınız Alman tarihinin en büyük seçim aldatmacası olarak tarihe geçecek”
Merz’e yönelik oldukça sert çıkışlar yapan Weidel, “Sözünüz hiçbir şeye değmez. Siz, yurtdışında bir süper güç gibi davranan ama ülkede SPD’nin oy kaybetmiş liderlerinin keyfine göre yönlendirilen bir kâğıt başbakansınız” dedi.
Merz’in iş icraate gelince para olmadığını söylediğini belirten Weidel, “Aynı anda ABD başkanına Alman vergi mükelleflerinin parasıyla Ukrayna’ya Amerikan silahları alınmasını teklif ediyorsunuz. Bana sorarsanız siz şimdiden bir sonraki lobi koltuğunuzu garantilemişsiniz, Sayın Merz. Almanlara yukarıdan bakarak daha fazla çalışmalarını söylüyorsunuz. Hayır, Sayın Merz, ülkemizde enflasyon, pahalılık ve yüksek enerji fiyatları altında ezilen, doymak bilmeyen ve savurgan bir devletin vergi yüküyle boğulan bu çalışkan insanlar değil daha fazla çalışması gereken. Siz sözünüzü tutmalı, görevinizi yerine getirmeli ve size ait olmayan vatandaşın parasını pencereden dışarı atmayı bırakmalısınız. Aksi takdirde başbakanlığınız Alman tarihinin en büyük seçim aldatmacası olarak tarihe geçecek” dedi.
Devleti “doymak bilmeyen savurgan bir yapı” olarak niteledi
Devletin doymak bilmeyen savurgan bir yapı haline geldiğini ifade eden AfD lideri, Merz’in seçim önesinde reformlar ve kamu harcamalarında tasarruf vaat ettiğini ancak şu anda devasa bir borçlanma yoluna girdiğini söyledi.
Mülteci ve göçmenler üzerinden sert sözler
Bürgergeld uygulaması ile neredeyse her iki alıcıdan birinin yabancı uyruklu olduğunu, bu yardımın adının mülteci parası olarak değiştirilmesi gerektiğini ifade eden Weidel, “Reform ve harcama azaltımı sözü verdiniz ama Maliye Bakanınız 5 milyar euro daha ekliyor. Bu da çoktan buhar oldu bile. Maliyetler patlıyor ve bu yılın sonunda 50 milyarı aşacağı öngörülüyor. Bakım sigortasında 12 milyar euroluk bir açık var. 10 yıl önce Angela Merkel’in liderliğindeki CDU döneminde hâlâ ‘mülteciler emekli maaşlarımızı ödeyecek’ deniyordu. Bu, zaten hiç kimsenin inanmadığı bir masaldı. Bugün daha fazla ve daha uzun süre çalışmaları beklenen çalışanlar ve şişeleri toplamak zorunda kalan emekliler buna artık hiç inanmıyor.
Her sabah kalkıp işe giden anneler ve babalar; tüm hayatı boyunca çalışmış emekliler, sonunda ceplerinde çoğu zaman bu ülkenin sosyal sistemlerine bir kuruş bile katkı yapmamış ve yapması da beklenmeyen mülteci ve sosyal göçmenlerden daha az net gelirle kalıyor. Bu mu sizin sosyal adalet anlayışınız, Sayın Merz ve Sayın Klingbeil?” dedi.
“Alman pasaportu onur sembolü olmalıydı, ucuz bir pazar malı değil”
Yürürlüğe giren göç politikalarını da eleştiren AfD lideri Alice Weidel, bütçe görüşmelerinde göç politikalarına da değindi ve “Uçakla geliş için arka kapı hâlâ sonuna kadar açık ve hükümetiniz Afganları uçakla ülkeye getirmeye devam ediyor. Aile birleşimi yoluyla her yıl yeni bir büyük şehir daha ülkeye taşınıyor, örneğin sadece geçen yıl 120.000 kişi. Kuzey Ren-Vestfalya’da 100 binden fazla okul çağındaki çocuk Almanca bilmiyor. Bu koşullarda yerli çocuklar okullarda artık bir şey öğrenemez hâle geldi. Bu bir göç politikası değişikliği değil, halkı kandırmadır. Geçen yıl vatandaşlığa kabul sayısı %50 artarak 300.000 kişiyle rekor kırdı. Bunların dörtte birinden fazlası Suriyeliydi. 2026 yılında, yani gelecek yıl, bir milyondan fazla Suriyeli, Iraklı ve Afgan dijital ortamda, tek tıkla Alman pasaportu talep edebilecek. Oysa Alman pasaportu bir onur sembolü olmalıydı, ucuz bir pazar malı değil” sözlerini kullandı.
“Yalanların başbakanısınız, söz verdiğinizin tersini yapan bir başbakansınız”
Genç kızların havuzlarda tacize uğradığını, İslamlaşmanın büyük bir hızla ilerlediğini ve saldırganlık taşıdığını, okullarda radikal genç Müslümanların inanmayanlara terör estirdiğini belirten Weidel, “İslamcılar, yetkililerin gözleri önünde üniversitelerde propaganda yapıyor. Buna karşılık federal polis, sözde nefret ve hakarete karşı özel operasyon düzenliyor, ama ülkede çıkarılmış tutuklama emirlerinin %90’ı yabancı uyruklulara ait ve yerine getirilmiyor. Sayın Merz, ‘yalanların başbakanı’sınız. Söz verdiğiniz her şeyin tam tersini yapan bir başbakansınız. Ve en bariz söz kırıklığınız, borç freni ilkesinin devre dışı bırakılmasıdır. Seçmenlere yalan söylediniz, hem de açık açık” dedi.

“Kendinizi güvenlik duvarına bağlayarak sorunları çözmeyi düşünmeyen bir koalisyon ortağına teslim oldunuz”
Hükümetin yeni bütçe planının devasa borçlanmalar içerdiğini, bu borç ile enflasyonun daha da körükleneceğini, orta sınıfın yoksullaşacağını söyleyen Weidel, “Devlet açığını borçla kapatamazsınız; çünkü bu borçlar hiçbir zaman geri ödenmeyecek. Faiz yükü gittikçe artıyor ve bu açık daha da büyüyor. Devletin asli görevlerinin yerine getirilebilmesi için aslında yeterince para var. Ama siz bu dev borç yığınına ihtiyaç duyuyorsunuz çünkü göç harcamaları, iklim planlı ekonomisi ve diğer sol-yeşil ideolojilere cesurca kısıntı yapmaya yanaşmıyorsunuz. Çünkü kendinizi ‘güvenlik duvarı’na bağlayarak, bu sorunları çözmeyi asla düşünmeyen bir koalisyon ortağına teslim oldunuz” ifadelerini kullandı.

“Sizde devam zihniyeti var”
Faturayı her zaman vergi mükellefleri ve üretken sanayinin ödediğini söyleyen Weidel, geçtiğimiz sene 200 bin nitelikli uzmanın Almanya’dan ayrıldığını ifade ederek, “Volkswagen, Wolfsburg’daki ana fabrikayı orta vadede planlarına dâhil etmiyor. Bu, acı bir simgedir. Alman otomotiv endüstrisinin çöküşüne, tedarikçilerin iflasına ve üreticilerin yurt içinden çekilmesine cevabınız yok. Thyssenkrupp, 214 yılın ardından Almanya’daki çelik üretiminden çıkıyor. Almanya’da artık çelik üretilmeyecek. Çünkü çelik üretimi, sizin politikalarınızla artık karşılanamayacak kadar pahalı hale geldi. Yeşil siyaset, Alman çelik endüstrisini yok etti ve bu Merz hükümeti de bu yok oluşun mezar taşını dikiyor. 2025’in ilk yarısında iflaslar son 10 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Haziran sonuna kadar 12.000 şirket iflas etti. Sadece geçen yıl 100.000’den fazla sanayi istihdamı kaybedildi. Zaten devasa büyüklükteki kamu sektörü ise 100.000 yeni kadro daha aldı. Sizde devam zihniyeti var. Devlet görevlendirmelerindeki yozlaşma sürüyor” açıklamasını yaptı.




