Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), vergi kaçakçılığını önlemek ve vergilerin daha adil toplanmasını sağlamak amacıyla bir anlaşma başlattı. Bu anlaşma, otomatik bilgi paylaşımı olarak biliniyor ve tüm ülkeleri vergi konusunda şeffaflık ilkesine göre hareket etmeye teşvik ediyor.
Amacı, uluslararası vergilendirme alanında bir standart oluşturarak vergi kayıplarını azaltmaktır. Bu sözleşme, yurt dışında yaşayan kişi ve şirketler için önem taşıyor çünkü tüm banka ve finans işlemlerine ait bilgilerin paylaşılmasını içeriyor.
Bu sistem sayesinde, devletler karşılıklı olarak her türlü gelir, ticari kazanç ve banka hesabı detaylarını şeffaflık çerçevesinde paylaşabiliyor. Örneğin, Almanya’da yaşayan bir Türk vatandaşı, Türkiye’deki banka hesaplarının detaylarını Alman hükümetiyle paylaşmak zorunda kalabilir.
Bu anlaşma, yurt dışında geliri olan kişilerin vergi bilgilerini doğru bildirmemesi durumunda maddi ve hukuki sorunlarla karşılaşabileceği anlamına geliyor.
Son gelişmelere göre, otomatik bilgi değişimi anlaşması dünya genelinde vergi kayıplarını engellemeyi hedefliyor ve tüm ülkeleri etkilemesi bekleniyor. Türkiye, Almanya, Hollanda, Fransa, Avusturya ve Belçika gibi ülkelerin finansal bilgilerin paylaşımında bazı istisnaları vardı.
Ancak Türkiye’nin 2017’de imzaladığı ve 2021’de yürürlüğe giren bir anlaşmayla, Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli kişilerin finansal bilgileri, Almanya ile paylaşılır hale geldi.
🔎 İçerik
ToggleOtomatik bilgi paylaşımı ile ilgili son durum nedir?
Otomatik bilgi değişimi anlaşması, dünya çapında vergi kayıplarını azaltmayı amaçlıyor ve bu anlaşmanın tüm ülkeler üzerinde eşit bir etkisi olması bekleniyor.
Türkiye’nin 2017’de kabul ettiği ve 2021’de yürürlüğe giren ‘Finansal Hesap Bilgilerinin Otomatik Değişimine İlişkin Çok Taraflı Yetkili Makam Anlaşması’ (1 Haziran 2021 tarihli karar, 31498 sayılı Resmi Gazete’de 4025 Karar Numarası) ile Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli kişilerin finansal bilgilerinin 1 Haziran 2021’den itibaren Almanya ile paylaşılması mümkün oldu.
Bu anlaşma çerçevesinde, Almanya ve Türkiye arasında 2019 yılına ait finansal bilgilerin paylaşımı başladı. 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin bilgilerin ise sırasıyla Eylül 2021 ve Eylül 2022 tarihlerine kadar paylaşılması planlanıyor. Bu, iki ülke arasındaki finansal şeffaflığın artmasına ve vergi kaçakçılığının önlenmesine yardımcı olacak bir adım.
Otomatik bilgi değişimi nasıl işliyor?
Otomatik bilgi transferi anlaşması, katılan tüm ülkelerin finansal bilgileri paylaşmasını zorunlu kılıyor. Bu uygulama çerçevesinde, bankalar ve sigorta şirketleri gibi finansal kuruluşlar, yurt dışında yaşayan bireylerin ve kurumların mali hesap bilgilerini ilgili devlet makamlarına iletmekle yükümlü.
Bu sistemle, anlaşmayı onaylayan ülkeler, gerekli gördüklerinde bu toplanan mali bilgileri isteyebilir ve bu bilgiler resmi makamlarca transfer edilebilir. Bakanlar kurulu ve gelir idaresi gibi yetkili kurumlar bu bilgilerin denetimini yapar ve bu bilgiler yalnızca vergisel amaçlar için kullanılabilir.
Bu süreç, uluslararası mali şeffaflığı artıran ve vergi kaçakçılığını önlemeye yardımcı olan önemli bir adımdır.
Otomatik bilgi transferi ile neler paylaşılacak?
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Ocak 2018’deki resmi açıklamasına göre, otomatik bilgi paylaşımı uygulaması kapsamında sadece finansal kuruluşlarda bulunan mevduat ve birikim hesapları gibi finansal hesap bilgileri yer alacak.
Ev, arsa, gayrimenkul gibi finansal olmayan varlıkların bilgileri bu değişim kapsamında olmayacak. Finansal bilgilerin paylaşılmasıyla ilgili olarak hesap sahibinin tam adı, ikamet adresi, vergi kimlik numarası, hesabın yıl sonu bakiyesi ve yıl içinde elde edilen faiz, temettü gibi gelirler paylaşılacak bilgiler arasında.
Ancak hesap hareketleri ve vatandaşlık bilgisi gibi daha kişisel veriler bu değişim sürecine dahil edilmeyecek. Bu, finansal şeffaflık sağlarken kişisel verilerin korunmasına da önem verildiğini gösteriyor.
Kapsam dışı olan finansal hesaplar
Otomatik bilgi paylaşımı kapsamında, bazı hesap ve varlıklar dışarıda tutuluyor. Bunlar arasında emeklilik ve emeklilik maaşı hesapları, emeklilik dışı tasarruf hesapları, belirli süreli hayat sigortası sözleşmeleri, miras hesapları, kredi kartıyla ilişkili mevduat hesapları, halka açık olmayan şirket hisseleri, taşıtlar (otomobil, kamyon vb.) ve gayrimenkuller bulunuyor.
Ancak, gayrimenkullerden (ev, iş yeri vb.) kira geliri elde ediliyor ve bu bilgi banka gibi finansal kuruluşlarda tutuluyorsa, bu durum otomatik bilgi paylaşımı yönetmeliğine dahil oluyor.
Bu durum, Almanya’da vergi mükellefi olan kişiler için önemli. Almanya’da gelir vergisi beyannamesi verirken, Türkiye’deki ve diğer ülkelerdeki tüm gelirlerinizi, kira gelirleri dahil, belirtmeniz gerekiyor.
Ancak, Çifte Vergiyi Önleme Anlaşması gereği, bu vergilerin bir kısmını Türkiye’de ödemeniz gerekebilir. Bu, uluslararası vergilendirme alanında şeffaflığı ve adil vergi uygulamalarını desteklemek adına atılmış bir adımdır.
Uygulamanın Almanya’daki Türkler’e etkisi
Otomatik bilgi transferi uygulaması, 116 ülke ve vatandaşlarını kapsıyor ve özellikle yurt dışında sosyal yardım alanlar bu uygulamadan en çok etkilenen gruplar arasında yer alıyor.
Almanya gibi Türk nüfusunun yoğun olduğu Avrupa ülkelerinde, devlet desteği alan Türk vatandaşları, yardımlarının kesilmesi, geri alınması ve hatta yaptırımlarla karşı karşıya kalabilirler.
Almanya’da devlet yardımı alan kişilerin ek gelirlerinin olup olmadığı sorgulanıyor. Emeklilik maaşları bu kapsamın dışında olsa da, otomatik bilgi paylaşımı yoluyla elde edilen bilgiler, kişilerin durumlarını değerlendirmede önemli bir faktör. Ayrıca, Türkiye’deki gayrimenkullerden elde edilen gelirlerin Almanya’da beyan edilmesi gerekiyor.
Türk finans kuruluşlarından elde edilen bilgiler, Türk vergi daireleri tarafından Alman vergi dairelerine (Finanzamt) iletiliyor. Alman vergi daireleri, yurt dışından elde edilen gelirlerin Almanya’daki vergi beyannamesine dahil edilip edilmediğini kontrol ediyor. Türkiye’deki gelirlerini Almanya’da beyan etmeyenler vergi kaçakçılığı suçlamasıyla karşılaşabilirler.
Otomatik olarak paylaşılan bu bilgiler, başlangıçta 2019 ve sonrasındaki gelirleri, hesap bakiyelerini kapsasa da, Alman vergi daireleri bu bilgilerle geçmiş yıllardaki varlıklar ve kazançlar hakkında tahminler yapabiliyor.
Örneğin, 5 yıl önce Türkiye’deki bir geliri Almanya’daki vergi dairesine bildirmediyseniz, bu durum saptanabilir. Bu, hem şeffaflığı artırıyor hem de vergi kaçakçılığını önlemeye yardımcı oluyor.
Otomatik bilgi paylaşımı nasıl engellenir?
Otomatik bilgi paylaşımının engellenmesi şu anda mümkün değil. Bu nedenle, Türkiye’deki mali bilgilerin Almanya’daki vergi dairesine ulaşmadan önce, kişilerin Almanya’daki vergi dairesine kendilerini ihbar etmeleri ve bu şekilde olası cezalardan muaf olma imkanlarını araştırmaları gerekiyor.
Almanya’da, kişiler kendilerini zamanında ve etkili bir şekilde ihbar ederlerse, cezai yaptırımlardan kaçınabiliyorlar. Bu, aynı zamanda federal adli sicil kaydına veya iyi hal belgesine herhangi bir olumsuz kaydın eklenmemesi anlamına da geliyor.
Özellikle bazı iş kollarında “temiz bir sicil” gerektiği ve vatandaşlık süreçlerinde bu durumun önem taşıdığı düşünüldüğünde, bu adımın büyük bir önemi var. Bu, kişilere vergisel yükümlülüklerini yerine getirme ve yasal sorunlardan kaçınma fırsatı sunuyor.
Otomatik bilgi paylaşımı: Daha fazla vergi yükümlülüğü
Ev veya iş yerlerinden elde edilen kira gelirleri Türkiye’de vergilendiriliyor. Ancak, Türkiye ve Almanya arasındaki vergi anlaşması gereği, Almanya’nın da bu tür gelirleri vergilendirmesi söz konusu olabiliyor. Bu durum, Türkiye’de ödenen kira gelirleri vergilerinin Almanya’da yeniden incelenme ihtimalini ortaya çıkarıyor.
Yurt dışında yaşayan ve gelirlerini bildirmemiş Türk vatandaşları, otomatik bilgi paylaşımı nedeniyle artan vergi yükümlülükleriyle karşılaşabilirler.
Ancak, Almanya ve Türkiye arasındaki otomatik bilgi paylaşımı, birden fazla vergi ödemeniz anlamına gelmiyor. Örneğin, Türkiye’de kira geliriniz varsa, Çifte Vergiyi Önleme Anlaşması gereği bu gelirin vergisini Türkiye’de ödeyeceksiniz.
Ayrıca, Almanya’daki otomatik bilgi paylaşımı süreci ve son gelişmeler hakkında bilgi almak için videomuzu izlemeyi ve Vasistdas Youtube kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bu, hem güncel bilgileri takip etmenize yardımcı olacak hem de bu karmaşık süreçte daha bilinçli kararlar almanıza katkı sağlayacak.
Hayatta bir amaç için yaşayabilmek çok önemli, hayata tutunmayı sağlıyor ve hayata anlam katıyor. Türkiye’de sosyal yapının baskısıyla bir yarış atı tadında yetiştirilmemizden dolayı, 30’lu yaşlarda büyük bir şirkette üst düzey yönetici olma hayaliyle ile yaşıyordum.
Almanya’ya 2010 yılında taşındım, hem kendime hem de hayallarime daha fazla zaman ayırabileceğimi farkettiğim ilk yıllarda, afalladım. Öncelik Türkiye’deki ekonomi lisans eğitimimi pekiştirmesi için Fransa’da işletme yüksek lisansı yaptım. Sonra da İngiltere’nin köylerinden birisine 6 aylık bir proje için gittiğim günlerde düşünmek için bol bol zamanım oldu. Yaş 40’a yaklaşırken, insanın hala “büyüyünce ne olmak istiyorum?” demesi, ne güzel.
Şimdiki amacım hobi olarak Vasistdas’ı destekleyerek Türkiye’den gelen göçmenlerin Almanya’da birbirleriyle sağlıklı bir iletişim kurmalarını sağlayarak Almanya’daki uyum süreçlerini hızlandırmak.
Bence bu uygulamanın hem avantajı hem de dezavantajı var. Gelir bilgisini gizleyip ihtiyacı olmadığı halde sosyal yardım alan kişilerin artık bu haksız yardım parasını alamayacak olmaları güzel… En azından gerçekten ihtiyacı olan kişiler için değerlendirilebilecek bu para. Fakat gayrimenkulden elde edilen kazanç için hem Türkiye’de hem de Almanya’da vergi alınırsa bu da haksızlık olur.