Almanya’daki ortak lehçe Hochdeutsch ile ilgili bir yazıyı kaleme aldıktan sonra merak ettik durduk: Almanya’da hangi lehçeler vardır ve en çok konuşulan lehçeler hangileridir? Almanya’daki lehçeleri sizinle tek tek paylaşıyoruz.
Gelin isterseniz öncelikle Hochdeutsch ile ilgili bir özet geçelim. Kısaca, standart Almancaya Hochdeutsch denir ve ülkenin her yerinde konuşulmaktadır. Hochdeutsch’u ya da başka bir deyişle Standarddeutsch’u Türkiye’deki okullarda ya da diksiyon kurslarında öğretilen İstanbul ya da TRT Türkçesine benzetebiliriz.
Almanya’da konuşulan birçok bölgesel lehçe vardır. 200’den fazla Almanca lehçesi olduğu düşünülüyor ve bu lehçelerin bazıları Germen kabilelerinin dillerine kadar uzanıyor.
Yazımıza geçmeden önce eğer Almanca öğrenmek istiyorsanız “Türkiye’deki en iyi Almanca kursları” sayfamıza da göz atmanızı öneriyoruz.
🔎 İçerik
ToggleAlmanya’da en çok konuşulan lehçeler hangileri?
Peki Almanya’da en çok konuşulan lehçeler hangileri? Institür für Deutsche Sprache kaynaklı Die Welt’in haberine göre Almanya’da yüzde 22 oranında Norddeutsch konuşuluyor. Norddeutsch özellikle Almanya’nın kuzey bölgelerinde konuşuluyor. Standard olarak bilinen Hochdeutsch da aslında Norddeutsch arasında.
Listede ikinci olarak Bairisch geliyor. Bavyera’da Bairisch, en çok konuşulan lehçelerden biridir ve kısmen öne çıkması nedeniyle Almanca konuşanlar tarafından daha kolay anlaşılır.
Üçüncü olarak Almanya’da en çok konuşulan lehçe Alemannisch. Alemannisch lehçesinin altında Schwäbisch (Stuttgart’ın da dahil olduğu Baden-Württemberg eyaletinde) ve Badisch lehçeleri de eklenmiş durumda.
Almanya’nın geniş lehçeleri
Almanya’nın kuzeyinde ve Berlin çevresinde, birçok lehçenin yerini standart Alman dili almıştır, ancak Almanya’nın güney bölgesinde lehçeler hala öne çıkmaktadır.
Rheinhessisch (Rheinhessen’den) ve Pfälzisch (Rheinland-Pfalz’dan), Saarland, Rheinland-Pfalz, Baden-Württemberg ve Hesse’nin batı bölgelerinde ve hatta Fransa’nın kuzeydoğu kesiminde konuşulan bir Ren-Frankonya lehçeleri grubuna aittir.
Diğer lehçeler arasında Kölsch (Köln bölgesinde), Hamburgisch (Hamburg bölgesinde) ve Allgäuerisch (Allgäu, Bavyera’da dağlık bir bölgedir. 19. yüzyıldan kalma peri masalı Neuschwanstein Şatosu gibi kaleleriyle tanınır) bulunur.
Almanya’daki lehçeler günlük olarak gerçekten kullanıyor mu?
Almanya’daki lehçeler ile ilgili Mannheim’daki Alman Dili Enstitüsü’nün (IDS) yaptığı bir araştırmaya göre, her iki Almanda biri bir lehçe konuşabildiğini iddia ediyor.
Enstitü, eski Doğu Almanya’daki Almanların yüzde 41’inin neredeyse her zaman lehçeyle konuştuğunu tespit etti, 2008 yılına kadar bu sayı yüzde 33’e düştü. Batıda bu rakam yüzde 28’den yüzde 24’e düştü. Bu düşüşün en önemli nedeni, lehçelerin daha çok yaşlılar tarafından kullanılması ve genç nüfusun da eskisi daha lehçelere bağlı kalmaması.
Birçok lehçe yavaş yavaş yok olurken, lehçe ve standart dilin bir birleşimi olan Regiolekt (bölgesel lehçe) adı verilen bir lehçenin ortaya çıktığı görülüyor. Bu, Yüksek Almancanın gramerini hala koruyan bölgesel, konuşma diline ait bir dildir. Örneğin, Hessen ve diğer bazı bölgelerdeki insanların “isch” olarak telaffuz ettiği “ich” kelimesi standart Almancaya entegre edilmiştir.
Peki ya diğer diller?
Genel olarak, nüfusun yaklaşık yüzde 67’si en az bir yabancı dil konuşuyor, yüzde 27’si iki yabancı dil biliyor. Belki Almancadan sonra konuşulan en yaygın dilin Türkçe olduğunu düşünebilirsiniz, ancak değil.
En yaygın ikinci dil İngilizcedir ve birçok Alman okulda İngilizce öğrenmektedir. Almanya’daki bir dizi işletme ve yeni kurulan şirket, İngilizceyi çalışma dili olarak kullanıyor ve hatta üniversiteler, dilin öğretimini daha da teşvik eden birçok İngilizce program sunuyor. Fransızca veya Latince öğrenmek de Alman liselerinde hala popüler bir seçenek.
Türkiye’den Almanya’ya 1961’den sonra gelen göçmenlerin sayısı nedeniyle Türkçe de, Almanya genelinde hanelerde de yaygın olarak konuşulmaktadır.
Almanya’da azınlık dilleri
Almanya’daki lehçeler demişken bir de azınlık dillerine değinmemiz gerekir. Azınlık dilleri uzun zamandır Alman kültüründe önemli bir rol oynamıştır; Almanya, modern Avrupa’da azınlık kültürlerini korumayı, hoşgörü ve çeşitliliği teşvik etmeyi amaçlayan 1992’de Avrupa Konseyi’nden Bölgesel veya Azınlık Dilleri Şartı’nı imzalayan ilk ülkelerden biridir.
Almanya’da resmi olarak tanınan dört ulusal azınlık yaşar: Danimarkalı azınlık, Friz etnik grubu, Alman Sinti ve Romanları ve Sorb halkı. Bu ulusal azınlıkların üyeleri Alman vatandaşlarıdır ve dolayısıyla Alman hukuk düzeninin bir parçasıdır. (Kaynak: National minorities, minority and regional languages in Germany, Federal Minister of the Interior in Germany)
Bu azınlıklara bağlı olarak, Almanya tarafında tanınan azınlık dilleri Romanca (nüfusun yüzde 0,8’i), Danca’dır (nüfusun yüzde 0,06’sı), ve Schleswig-Holstein ve Kuzey Frizce adalarından Kuzey Frizcesi ve Batı Frizcesi dahil olmak üzere Frizce dilleri ve Aşağı Saksonya’da konuşulan Saterland Frizcesidir.
Saksonya ve Brandenburg’da konuşulan Yukarı ve Aşağı Sorbca’nın Batı Slav dilleri, çoğunlukla eski nesiller tarafından konuşulmasına rağmen, Brandenburg anayasası kapsamında koruma hakkı verilmiştir. Aşağı Almanca veya Plattdeutsch, Frizce ile yakından ilgilidir ve ayrıca çoğunlukla Kuzey Almanya’da konuşulur.
Almanya’ya ilk kez 2014 yılında, Uluslararası Kültür ve Yönetim alanında yüksek lisans eğitimi almak için geldim. Burada edindiğim dostluklar, bu bambaşka kültüre kendimi ait hissettirdi; eşim Evrim ve oğlum Leo ile kurduğum ailem ise, Almanya’ya “ev” dememi sağladı.
Türkiye’den buraya gelen kimse kendini evinden uzak hissetmesin diye kurduğumuz “Turkish Expats” Facebook gruplarımızı, şimdi Vasistdas aracılığıyla ulusal boyuta taşıyoruz.
Almanya’ya adapte olabilmek, biraz da kendi kültürümüzü yaşatabilmekten ve anadilimizde kendimizi ifade edebilmekten geçiyor. Ben de bu süreçte Vasistdas’ta içerik üretiyor ve blog yazıları yazıyorum, deneyimlerimi paylaşıp faydalı olmayı hedefliyorum.