@vasistdasde Instagram kanalında Almanya'da ile ilgili en güncel bilgileri ve yaşam ile ilgili tüyoları paylaşıyoruz. Bizi takip etmeyi lütfen unutma :) |
Evrensel bir dil arayışına girdiğimiz bu zamanlarda aslında aynı ülke sınırları içinde bile tam olarak ortak bir dil kullanmadığımızın farkında mısınız? Bu da ne demek dediğinizi duyar gibiyiz. En basit haliyle açıklayacak olursak bulunduğumuz coğrafya, etnik yapılar, kültür farklılıkları gibi birçok faktör günlük hayatta kullandığımız dili fazlasıyla etkiliyor. Zaman içinde dilde ortaya çıkan bu farklılıklar, lehçeleri ve aksanları meydana getiriyor. Yani ulusal bir dili büyük bir ağaç gibi düşünürsek lehçeler de bu ağacın dallarını oluşturuyor. Hal böyle olunca bu tür ayrımları en aza indirebilmek ve kullanılan dili standarda oturtabilmek için eğitim kurumlarında dilin aslında kullanılması gerektiği gibi en yalın hali öğretiliyor. Hochdeutsch ya da başka bir deyişle Standarddeutsch da bunlardan biri. Hochdeutsch’u da Türkiye’deki okullarda ya da diksiyon kurslarında öğretilen İstanbul ya da TRT Türkçesine benzetebiliriz.
Bu yazımızda Alman dilini biraz detaylandırarak hochdeutsch hakkında bilmeniz gerekenleri özetleyeceğiz. Hochdeutsch Almanya’nın hangi bölgelerinde kullanılır, diğer lehçelerden farkları nelerdir, neden öğrenmek gerekir ve ne zaman ortaya çıkmıştır gibi konular cevabını arayacağımız soru başlıkları arasında.
Başlıklar
Hochdeutsch nedir?
Eğer bu soruyu herhangi bir Alman vatandaşına sormuş olsaydınız, cevabınız muhtemel olarak şu şekilde olurdu: Ohne dialekt, ohne grammatik fehler. Yani dialektsiz, dil bilgisi hatası olmayan Almanca. Fransızcadan dilimize giren dialekt kelimesine Türk dilinde ağız ya da lehçe olarak karşılık bulabiliriz. Özetle temiz, duru, argo kelimelerden arınmış, Almancanın en iyi biçimde konuşulan ve yazılan hali olarak bir tanımlama yapmak Hochdeutsch için yanlış olmaz.
Temeli neye dayanır?
Kimi kaynaklara göre 50 kimilerine göre ise 250 lehçesi bulunan Almanca’da, dil bilimciler tarafından ortak dil kabul edilen Hochdeutsch’un tarihi Orta Çağ’a, Marin Luther’in reform hareketini başlatarak İncil’i Latinceden Alman diline çevirirken kullandığı sade lehçeye dayanıyor. O dönemde Alman lehçelerinin dilde büyük farklılıklar yaratması ve Luther’in geniş çapta bir kitleye ulaşmak için her yerde anlaşılabilen bir Almanca oluşturma isteği Hochdeutsch’u ortaya çıkardı diyebiliriz. Tabii o zamandan bu yana her şey gibi Hochdeutsch da yıllar içinde bazı değişimlere uğramış.
Hangi bölgelerde kullanılır?
Bu konu biraz tartışmalı olmak birlikte Hochdeutsch’un genel olarak Almanya’nın kuzey bölgelerinde kullanıldığını söylemek mümkün. Tartışmalı olduğu konu ise Almanya’nın birçok kentinde yaşayan insanların Hochdeutsch’u paylaşamaması. Hatta bu lehçenin Hannover ve yakınlarında sıkça konuşulmasından dolayı bu bölgeye ait olduğuna dair bir yanılgı da var. Ancak Hannover’ın da Hannöversch olarak bilinen kendi lehçesinin olduğunu unutmamak gerek. Kısaca eyalet sınırlaması olmadan Almanya’nın kuzey ve kuzeybatısında bulunan kentlerinde Hochdeutsch lehçesini ülke geneline göre daha sık duyabileceğinizi söyleyebiliriz.
Diğer lehçelerden farkı nedir?
Başta belirtmekte fayda var. Hochdeutsch lehçesini, gerçek Almanca yerine bir ortak dil olarak düşünmek daha doğru olur. Farklarına gelecek olursak birkaç örnek konuyu anlatmaya çok daha yardımcı olabilir. Nasıl mı? Misal, Türkiye’nin çoğu yerinde aynı şekilde bilinen ve telaffuz edilen simide İzmir’de gevrek denmesi ya da incirin yemiş, çekirdeğin çiğdem, lavabonun bango olarak adlandırılması. İngilizcede ise cookie ve biscuit, fried patatoes ve chips gibi farklılıklar bu duruma verebileceğimiz örneklerden. Peki şimdi gelelim Almancaya! Basit bir kelime üzerinden gidecek olursak Türkçedeki “kız” kelimesinin Alman lehçelerindeki farklı söylemlerine bakalım:
- Hochdeutsch: mädchen (Almanya genelinde)
- Sachwäbisch: mädle (Daha çok merkezi ve güneydoğu Baden-Württemberg ve Bavyera’nın güneybatısında yer alan Swabia’da)
- Oberdeutsch: maidle (Bavyera ve Almanya’nin güneyi boyunca)
- Österreichisch: maderl (Avusturya’da)
- Niederdeutsch: mäken (Almanya’nın Kuzeyinde ve Hollanda’nın Batısı’nda yaygın)
- Berlinisch: meechen (Berlin bölgesinde)
- Bairisch: mädel (Bavyeraca, çoğunlukla Bavyera ve Avusturya’da – Bairisch de Oberdeutsch’e gruba ait olan bir lehçedir. )
@vasistdasde Instagram kanalında Almanya'da ile ilgili en güncel bilgileri ve yaşam ile ilgili tüyoları paylaşıyoruz. Bizi takip etmeyi lütfen unutma :) |
Almancada standartlaştırılmış telaffuz bile bazı zamanlarda yazılı biçime uymayan keyfi doğruluk kurallarına dayanabilir. Örneğin, vierzig (kırk) sayısının lehçesiz telaffuzu, sonunda kısa [i] ve [ch] olmak üzere virzich şeklindedir. Ancak bazı lehçe telaffuzları yazımı daha yakından takip eder, sonunda uzun [i] ve [g] bulunur. Bunu göz önünde bulundursak Hochdeutsch’un diğer lehçelerden daha doğru olduğunu söylemek pek de doğru bir görüş olmaz.
Hochdeutsch öğrenmek
Almanya’nın gramer ve telaffuz konusunda Fransa gibi katı kuralları olan bir ülke olmadığını belirtmekte fayda var. Ancak yine de medya, politika ve eğitim gibi birçok alanda tercih edilen hatta evrak işleri için kullanılan lehçenin Hochdeutsch ya da Standarddeutsch olduğunu unutmamak gerek. Tabii bu durumun genel halkı yüzde yüz kapsadığını söyleyemeyiz. Ancak hem bulunduğunuz bölgede kullanılan dile hem de Hochdeutsch’a hakim olmak her halükarda oldukça önemli. Bu arada Almanca öğrenmekle ilgili bölümümüze göz atmayı unutmayın. Hatta Almanca’yı evinizden öğrenmek bile mümkün (biraz daha uzun bir süreç olsa da).
Ortak lehçe ihtiyacı neye dayanır?
Farklılıkların güzel olduğu konusunda hemfikiriz. Fakat ortak paydada buluşabilmenin de önemli olduğunun altını çizmekte fayda var. Toplumu oluşturan en büyük etmenlerden biri olan dil gibi bir unsurun bütünlüğünü korumak, bulunduğumuz bölgeye uyum sağlamak yerine getirmemiz gereken yükümlülüklerden sadece biri. Hochdeutsch’un en büyük yararı, Almanya genelinde farklı lehçelerden konuşanlar arasında iletişime izin vermesi. Tüm Alman nüfusunu ortak bir değerde buluşturabilmesi. İşte tam da bu yüzden eğer Almanca gibi yeni bir dil öğreniyorsanız bunu genel geçer kurallar çerçevesinde, en doğru şekilde yapmanın hayatınızı büyük ölçüde kolaylaştıracağını sakın unutmayın. Tavsiyemiz, Almanya’nin hangi bölgesinde yaşarsanız yaşayın, hochdeutsch öğrenmeniz ve konuşmanız ancak bağlı bulunduğunuz bölgeye ait lehçeyi anlamanızdır.
Hochdeutsch ve Baden-Württemberg
Almanya’daki 16 eyaletin her birinin kendisini ifade etmek ve pazarlamak için bir sloganı var. Örnek olarak Kuzey Ren-Vestfalya eyaleti “Germany at its best” yani “Almanya’nın (yani Almanya’nın geleneklerini, kültürünü, hayat standardlarını ve yapısını) en iyi hali” olarak ifade ediliyor. Peki Baden Württemberg eyaletinin sloganı nedir? Öncelikle eyaleti tanıyalım. Baden Württemberg, Güneybatı Almanya’da bir eyalettir. Almanya’nın en zengin eyaletlerinden birisi olan bu eyalet nüfusa ve alana göre üçüncüdür. Başkenti Stuttgart’tır. Diğer önemli kentleri ise Konstanz, Freiburg, Karlsruhe, Mannheim, Tübingen ve Heidelberg’dir.
Baden Württemberg eyaletinin sloganı “Wir können alles. Auser Hochdeutsch” yani “Herşeyi yapabiliriz, Hochdeutsch (konuşmak / anlamak) haricinde”. Bu slogan ile eyalet aslında ortak lehçe olan hochdeutsch’u tiye alırken kendisi için de yüksek bir bilinirlik yaratıyor. Öyle ki University of Hohenheim tarafından yapılan bir araştırmaya göre bu slogan eyaletler arasında en çok bilinen slogan. Araştırma katılımcılarının yüzde 70’e yakını bu sloganı en az bir defa duymuş.