Almanya, yüksek yaşam kalitesi ve net kuralların olmasıyla, bir şirket kurmak için ideal ülkeler arasında bulunuyor. Peki Neden Almanya’da iş kurmak? Almanya’da iş kurma konusunda merak ettiklerinizi, iş kurmanın avantajlarını sizinle bu yazımızda paylaşıyor olacağız.
Yazıya geçmeden önce, Almanya’daki şirket türlerini merak ederseniz, ilgili yazımızı okumanızı da tavsiye ediyorum.
🔎 İçerik
ToggleAlmanya dünyanın en büyük dördüncü ekonomisi
İyi bir işe sahip olmak için gerekli koşullara sahip olmanız gerekir. Tabii ki bunun için bulunduğunuz ülkenin alt yapısının da sağlam olması bekleniyor. Almanya, Türkiye’ye sadece birkaç saat uzaklıkta ve dünyanın en büyük dördüncü ekonomisine sahip.
Coğrafi konumunun avantajı, gelişmiş şehirleşme ve altyapısı, Avrupa’nın en büyük pazarına erişimi, yüksek yaşam standardı, politik istikrar, adil bir hukuk sistemi ve yabancı yatırımcılara sunulan fırsatlar gibi özellikleriyle dikkat çekiyor.
Almanya, 4 trilyon dolarlık GSYİH ile Euro bölgesinin yaklaşık yüzde 28’ini oluşturuyor ve Avrupa’nın en güçlü ekonomisine sahip ülkesi olarak öne çıkıyor. Gelişmiş sosyal piyasa ekonomisi, nitelikli iş gücü, yüksek istihdam oranları ve teknolojik altyapı gibi faktörler, Almanya’yı dünya genelinde en çok ihracat yapan ülkelerden biri yapıyor.
Düşük enflasyon oranı ve ekonomik istikrar, iş kurmak isteyen girişimciler için Almanya’yı cazip bir hale getirirken, ABD’nin ardından dünyada en çok göç alan ikinci ülke olması da, Almanya’nın cazibe merkezlerinden biri olduğunu gösteriyor.
83 milyonluk nüfusu içinde 20 milyonu aşkın göçmenin yaşadığı tahmin edilen Almanya, bu büyük göçmen nüfusuyla birçok insanın tercih sebebi olmayı sürdürüyor. Bu durum, 20 milyon insanın yanılmadığını gösteriyor, değil mi?
Alman mallarında Made in Germany ifadesinin değeri
Eğer üretim sektöründe faaliyet gösterip ihracata yönelik bir iş kurmayı planlıyorsanız, “Neden Almanya’da iş kurmak?” sorusunun en ikna edici cevabı “Made in Germany” etiketi olabilir.
Bu, dünya çapında kabul görmüş bir marka değeri ve yüksek kalite standartlarının bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. İlginç bir şekilde, “Made in Germany” ibaresinin kökeni Almanya değil, İngiltere’dir.
1887 yılında, İngiliz Parlamentosu, ülkede satılan yabancı ürünlerin kalitesini göstermek ve onları İngiliz ürünlerinden ayırmak amacıyla, ürünlerin üretim yerlerinin belirtilmesini zorunlu kılan bir yasayı kabul etti. Bu düzenlemeyle, Almanya’da üretilen ürünlere “Made in Germany” etiketi eklenmeye başladı.
O dönemde, Almanya’nın ekonomisi büyüyordu ve Alman makinaları zaten yüksek kaliteye sahipti. Bu durum İngiltere’nin amacının aksine bir sonuç doğurdu. “Made in Germany” ifadesi zamanla dünya çapında bir kalite simgesine dönüştü.
Yıllar boyunca pazarlama ve reklamcılığın bir aracı haline gelen bu etiket, günümüzde özellikle otomobil, makine, elektronik ve kimya sanayilerinde kalite ve güvenilirliğin temsilcisi olarak görülüyor.
Avrupa’nın merkezi Almanya
Danimarka’nın kuzeyinde, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nin doğusunda, Avusturya ve İsviçre’nin güneyinde, Fransa, Lüksemburg’un batısında, ve Belçika ile Hollanda’nın kuzeybatısında yer alan, Avrupa Birliği’nin merkezi sayılabilecek bir ülkeyi hayal edin.
Dünya çapında ticareti şekillendiren limanları, uluslararası fuarlarıyla kapılarını dünyaya açan, Münih, Hamburg, Frankfurt, Berlin gibi ekonomik güç merkezleriyle Almanya, Avrupa’nın kalbi olarak kabul edilir. Ancak bu coğrafi avantajlar tek başına sağlam bir ekonomik temel oluşturmak için yeterli değil.
Bunun ötesinde, Avrupa’nın en kalabalık nüfusuna sahip olması, yüksek yaşam standartları, düzenli ve iyi planlanmış şehirleri, eğitim olanakları ve sürdürülebilir yaşamı destekleyen teknolojik gelişmeler gibi özellikler de Almanya’yı tanımlayan başlıca faktörler arasında yer alıyor.
Düşük işsizlik oranı
Pandemi dönemiyle birlikte artış gösteren işsizlik oranı, Ocak 2024’te yüzde 6,1 oldu. Ancak buna rağmen Almanya, en düşük işsizlik oranına sahip ülkeler arasında bulunuyor ve yatırımcılara kapısını asla kapatmıyor.
Almanya ekonomisinin kalbi, her zaman orta ölçekli işletmelerle atıyor. Bu işletmeler de yıllık cirosu 50 milyonu aşmayan ve 500’ün altında eleman çalıştıran kurumlardan oluşuyor.
Almanya’da oturum izni hakkı
Eğer kapsamlı bir iş stratejiniz mevcutsa, Almanya’da pek çok fırsatı değerlendirebilirsiniz. Bunun sebebi nedir? 1963 yılında Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında imzalanan Ankara Anlaşması, Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin temelini attı. Bu anlaşma kapsamında Türk vatandaşları, Avrupa’da iş kurabilir, çalışabilir ve Türkiye’deki mevcut işletmelerinin şubelerini açabilirler.
Ancak, Almanya’da oturum izni elde etmek için yapılan başvurular Schengen vizesi sürecinden farklılık gösteriyor. Bu süreç hakkında daha fazla bilgi edinmek için Alman konsolosluklarından veya danışmanlık firmalarından yardım alabilirsiniz.
Elbette, bu olanaklarla sınırlı kalmayıp, Almanya’da iş kurmak isteyenler için yazılmış makalelerimizi inceleyerek bu ülkede sizi bekleyen diğer fırsatlar hakkında daha ayrıntılı bilgi sahibi olabilirsiniz.
Almanya dünyanın en yaşanılabilir ülkeleri arasında
Almanya’da iş kurma planlarınızı hayata geçirmeyi düşünüyorsanız, bu adım sadece işsel bir hamle değil, aynı zamanda yeni bir yaşam biçiminin başlangıcı anlamına gelir. Bu süreçte Almanya’nın iş dünyasına sunduğu avantajların ötesinde, bu ülkenin yaşam kalitesine ve sosyal yapısına da geniş bir bakış açısıyla yaklaşmak önemlidir.
Ekonomik faydalarının yanı sıra, Almanya insan haklarına duyduğu saygıyla, yüksek yaşam standartları ve sağlam sosyal ve hukuk sistemleriyle dünyanın en yaşanabilir ülkelerinden biri olarak öne çıkar. Alman pasaportu, sahiplerine 161 ülkeye vizesiz erişim imkanı sunarak dünyanın en değerli pasaportlarından biridir.
Oturum izni aldığınızda, aileniz ve çocuklarınız Almanya’nın sunduğu kapsamlı sosyal güvenlik ve sağlık hizmetlerinden faydalanabilir, dünya standartlarında eğitim ve yaşam olanaklarından yararlanabilirler.
Bu konuda “Sosyal devlet olan Almanya’da yaşamanın avantajları” yazımıza bakabilirsiniz.
Almanya’nın iş kurmak için cazip kılınan özelliklerine ek olarak, aşağıdaki faktörleri de dikkate alabilirsiniz:
- Almanya, kalifiye iş gücü açısından zengin bir kaynağa sahip olmakla birlikte, nitelikli çalışan ihtiyacının hala tam olarak karşılanamadığını belirtmek gerekir.
- Ülkede, gelişmiş şehirleşme ve altyapı olanakları mevcut.
- İnovasyon ve Ar-Ge’ye yapılan yatırımlar, Almanya’nın öne çıkan özelliklerinden biridir. 2020 yılında, Almanya GSYİH’nin yüzde 3’ünü Ar-Ge faaliyetlerine ayırmıştır, bu oran Türkiye için yaklaşık yüzde 1 civarındadır.
- Güvenilir, işler durumda ve adil bir hukuk sistemine sahip Almanya, şirketlerin hem günlük işlemlerini kolayca yönetmeleri hem de gelirlerini güvence altına almaları açısından önemli bir avantaj sunar.
Hayatta bir amaç için yaşayabilmek çok önemli, hayata tutunmayı sağlıyor ve hayata anlam katıyor. Türkiye’de sosyal yapının baskısıyla bir yarış atı tadında yetiştirilmemizden dolayı, 30’lu yaşlarda büyük bir şirkette üst düzey yönetici olma hayaliyle ile yaşıyordum.
Almanya’ya 2010 yılında taşındım, hem kendime hem de hayallarime daha fazla zaman ayırabileceğimi farkettiğim ilk yıllarda, afalladım. Öncelik Türkiye’deki ekonomi lisans eğitimimi pekiştirmesi için Fransa’da işletme yüksek lisansı yaptım. Sonra da İngiltere’nin köylerinden birisine 6 aylık bir proje için gittiğim günlerde düşünmek için bol bol zamanım oldu. Yaş 40’a yaklaşırken, insanın hala “büyüyünce ne olmak istiyorum?” demesi, ne güzel.
Şimdiki amacım hobi olarak Vasistdas’ı destekleyerek Türkiye’den gelen göçmenlerin Almanya’da birbirleriyle sağlıklı bir iletişim kurmalarını sağlayarak Almanya’daki uyum süreçlerini hızlandırmak.