Düsseldorf gezi rehberi

Gizem

Yayın: 6 Ağustos 2024

Güncelleme: 13 Ağustos 2025

Düsseldorf Şehir Rehberi

Merhaba! Ben Gizem. Bu yazımda sizleri yaşadığım şehir, Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin başkenti Düsseldorf’ta geziye çıkaracağım. Burası aynı zamanda Almanya’nın da moda başkenti. Eğer “kompakt şehir” nedir diye merak ediyorsanız, cevabı Düsseldorf olabilir: Hem küçük, hem düzenli, hem de içinde aradığınız her şeyi barındırıyor. Sade, net ve karakterli.

Şehrin geçmişinden gezilecek yerlerine, yenilecek yemeklerinden kalınacak lokasyonlarına, işinizi kolaylaştıracak gezi tüyolarından ortalama fiyatlara kadar birçok şeyi bu yazımda bulacaksınız. İster yolculuğunuz sırasında faydalanın isterseniz de PDF’ini indirerek kendinize özel bir şehir rehberini valizinize atıp anın tadını çıkarın.

Kültürel Yapısı ve İlk İzlenimler

Düsseldorf’u gezmeye başlamadan önce bu şehri tanıyalım isterim. Bugün Almanya’nın dördüncü büyük şehri olan Düsseldorf, ismini içinden geçen Düssel deresi, ve Almanca’da köy anlamına gelen “dorf” kelimelerinin birleşmesinden alıyor. Yaklaşık 670 bin nüfuslu bu şehirde yaşayanların neredeyse yarısı yabancı. Büyük bir kısmını Türkiye’den gelen göçmenler oluşturuyor. Ancak beni ilk zamanlarda en çok etkileyen, 8.000 kişilik Japon topluluğu oldu. Bu kadar yoğun bir Japon nüfusunu Avrupa’da başka bir şehirde bulmak zor. Şehrin birçok yerinde Japon kültürünü hissediyorsunuz. Hatta Japon bahçesi, marketleri ve kültürel etkinlikleriyle tam bir minyatür Japonya gibi. Şehirde her yıl bu yoğunluğa yakışan bir de Japon Günü düzenleniyor. Yani Düsseldorf’a gelip de, bu kültüre maruz kalmamak epey güç. Hadi şimdi gezimize başlayalım.

1. Gün: Şehir Merkezinden Modern Mimarilere

Düsseldorf’a günübirlik gelenler için görmeden dönmeyin dediğim bazı noktalar var. Hemen hemen hepsini yürüyerek görebilirsiniz. Bisiklet, e-scooter ya da tramvay da alternatif seçenek olabilir. Altstadt dediğimiz tarihi şehir merkezi, Ren Kulesi, liman bölgesi, Königsallee ve Kö-Bogen binaları görmeden dönmemeniz gereken bölgeler. “Hangi sıralamayla gezelim” derseniz, benim önerim şöyle:

Hofgarten: Yeşille Başlayan Tur

Turumuza Hofgarten’dan başlıyoruz. 1769’dan beri halka açık olan bu park, barok ve İngiliz bahçe stilinin karışımından oluşuyor. 28 hektarlık bu devasa alanda hem dinlenebilir hem de çevredeki mimariyi inceleyebilirsiniz. Parkın içindeki Jägerhof Sarayı ise bir zamanlar av köşküymüş. Şimdi ise Goethe’nin hayatının sergilendiği bir müze. “Şehir gezmeye parktan başlanır mı” diyenlerimiz olabilir. Eğer park şehrin tam ortasındaysa evet başlanabilir.

Gustaf Gründgens Platz ve Schauspielhaus

Parktan sadece 2 dakika yürüdüğünüzde Schauspielhaus Düsseldorf tiyatrosuna ulaşıyorsunuz. 1970’lerde inşa edilen bu modern bina, oldukça etkileyici bir mimariye sahip.

Kö-Bogen 1 & 2: Düsseldorf’un modern tasarımları

Tiyatronun arka tarafında Kö-Bogen 2 yer alıyor. Burası Avrupa’nın en büyük yeşil cepheli binası. 30 binden fazla bitkiyle kaplı cephesi, sadece göz zevkinizi değil, çevreye katkıyı da ön plana çıkarıyor.

Hemen yakınında bulunan Kö-Bogen 1 ise ünlü mimar Daniel Libeskind tarafından tasarlanmış. İçinde lüks mağazalar barındıran bu alan, özellikle Breuninger mağazasıyla alışveriş severlerin gözdesi. Belçika, Hollanda gibi komşu ülkelerden bile sırf burası için gelenler oluyor.

Königsallee: Lüksün Kalbi

Yürüyerek sadece birkaç dakika sonra Königsallee‘desiniz. Burası Louis Vuitton, Hermès, Dior, Moncler, Prada gibi markalara ev sahipliği yapan Düsseldorf’un en ünlü alışveriş caddesi. Eskiden “Kestane Bulvarı” olarak bilinen bu bölge, bugün modanın ve lüksün simgesi haline gelmiş. Araçların bile manken gibi süzüldüğü bu bulvarda yürümek bile başlı başına bir deneyim.

Carlstadt & Carlsplatz: Tarihle İç İçe Alışveriş

Carlstadt, II. Dünya Savaşı’nda büyük zarar görse de aslına uygun olarak yeniden inşa edilmiş. Vintage alışveriş yapmak isterseniz buradaki butik mağazalara göz atmanızı öneririm. Benim favorim ise Carlsplatz. Üzeri kapalı bu pazarda taze etten makarnaya, çiçekten şaraba kadar her şeyi bulabilirsiniz. Fiyatlar biraz yüksek ama kalitesiyle hak ediyor. Hatta burada sadece patates ve soğan satan standlar bile var. Patatesin ve soğanın onlarca çeşidi olduğunu ve her yemeğe uyan çeşidinin kullanılması gerektiğini bu şekilde öğrenmiştim.

Altstadt: “Dünyanın En Uzun Barı”

Düsseldorf’un kalbi kesinlikle Altstadt. Aslına bakarsanız çoğu Alman şehrinde “altstadt” o şehrin merkezine işaret eder. Türkçe’ye “tarihi şehir merkezi” olarak çevrilebilir. Düsseldorf Altstadt’ta bir kilometrelik alanda 260’tan fazla bar bulunuyor. Bu nedenle burası “Dünyanın en uzun barı” olarak anılıyor. Yerel birası siyah renkli Altbier‘i tatmak için Kurze Strasse üzerindeki herhangi bir bara uğrayabilirsiniz. Özellikle bu barlar için yanınızda nakit bulundurmayı, ve bira içmeye devam etmeyecekseniz bardak altlığınızla bardağınızı kapatmayı unutmayın.

Düsseldorf Altstadt’ta ayrıca Düsseldorf’a özgü Killepitsch likörlerinin satıldığı Et Kabüffke isimli butik bir dükkân da var. Evine özgün bir şeyler götürmek isteyenler için ideal bir nokta. Ya da dükkanın penceresinden bir shot Killepitsch alıp gezinize devam edebilirsiniz.

Ren Nehri Kıyısı

Altstadt’tan yalnızca birkaç adımda Ren Nehri kıyısına ulaşıyorsunuz. Burası, şehrin göbeğinde ama aynı zamanda şehirden kaçış hissi yaratan, sakinlik ve canlılığın iç içe geçtiği özel bir alan. Kıyı boyunca yürüyüş yapabilir, kafelerde oturabilir ya da sadece manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz.

Ancak bu bölgeyi özel kılan yalnızca manzarası değil. Dikkatli bakarsanız, şehir yaşamının sıradan kahramanlarını yücelten modern heykeller ile karşılaşabilirsiniz. Düsseldorf’un farklı noktalarında karşınıza çıkan bu figürler, sanatçı Christoph Pöggeler’in “Säulenheilige” (Sütun Azizleri) projesine ait.

Bu heykeller, klasik reklam sütunlarının tepesine yerleştirilmiş, gerçek boyutlarda ve oldukça doğal görünümlü bireyleri temsil ediyor. Anne-oğul, kitap okuyan bir genç kadın, işe giden bir adam, gelinlik giymiş bir kadın, fotoğraf makinesiyle turist, ya da çocukla bekleyen bir baba… Hepsi, şehirde her gün gördüğümüz ama genellikle dikkat etmediğimiz sıradan insanları görünür kılıyor. Bu heykellerin varlığı, Düsseldorf’ta yalnızca tarihi değil, günlük hayatın kendisinin de sanatın bir parçası olduğunu hatırlatıyor. Yani Ren kıyısında yürürken bir anda yukarıya bakıp bir sütunun tepesinde sizi izleyen bir figürle karşılaşırsanız, artık neden olduğunu biliyorsunuz.

Ren Kulesi (Rheinturm)

Buradan yürüyerek Düsseldorf’un en yüksek binası olan Ren Kulesine ulaşıyoruz. Bu kule aynı zamanda dünyanın en büyük dijital saati olma özelliğini taşıyor. Tepesine çıkarsanız şehri 360 derece izleyebileceğiniz müthiş bir manzara sizi bekliyor. Burada aynı zamanda şık bir Japon restoranı da bulunuyor. Hem manzaranın keyfini sürebiliyorsunuz, hem de Düsseldorf için anlamlı bir mutfağı deneyimliyorsunuz. 

MedienHafen

MedienHafen, Frank Gehry’nin beyaz, metal ve tuğla yüzeyli üç ikonik binasıyla Düsseldorf kartpostallarının vazgeçilmez manzarasını sunuyor. Zamanında bir ticaret limanı olan bu bölge, 90’lardan itibaren medya ve yaratıcı sektörlerin merkezi haline gelmiş. Bugün modern ofisler, şık restoranlar, stil sahibi kafeler ve nehir kenarında gün batımıyla birleşen etkileyici mimariyi bir arada sunuyor. Gehry binalarının kıvrımlı hatları ve Ren Nehri’yle buluştuğu o silüet, Düsseldorf’un en çok fotoğraflanan manzaralarından biri olarak hafızalara kazınıyor.

2. Gün: Biraz Japon Kültürü, Düsseldorf’un Sokakları ve Bolca Yeşil

Düsseldorf’ta ikinci bir gününüz varsa artık sadece görülecek yerlerle sınırlı kalmayıp, şehri yaşamaya da başlayabilirsiniz. Bu kısmıysa beni en heyecanlandıran tarafı. Şıklığın mimariye yansıdığı Oberkassel, Ortaçağdan kalma bir hazine olan Kaiserswerth, Düsseldorf’taki Japon popülasyonunun izlerini gördüğümüz Little Tokyo bölgesi ve Nordpark, “kaçırmayın” diyeceğim noktalardan.

Oberkassel

Ren Nehri’nin öteki kıyısında yer alan Oberkassel, şehrin en zengin semtlerinden biri. Oberkassel semtine şehrin ortasından köprüyü yürüyerek, tramvayla ya da bisikletle geçerek çok rahat şekilde ulaşabilirsiniz. Burası özellikle Jugendstil (Art Nouveau) mimarisiyle bezenmiş binalarıyla dikkat çekiyor. Eğer 2. Dünya Savaşı hiç olmasaydı Düsseldorf nasıl görünürdü diye merak ediyorsanız, cevabı burada saklı.

Ayrıca şehrin bana göre en iyi dondurmacısı Oberkassel’de. İsmi Gelateria La Romana olan bu dondurmacının Carlsplatz’ta da şubesi var. Özellikle Antep fıstıklı ve vanilyalı dondurmalarını çikolata sos ile deneyin derim!

Kaiserswerth

Düsseldorf’un merkezinden Ren Nehri boyunca keyifli bir bot yolculuğuyla Kaiserswerth’e geçiyoruz. Şehrin varlıklı kesiminin yaşadığı bu sakin ve tarih dolu semt, Orta Çağ atmosferini hâlâ hissettiren taş sokakları, dar geçitleri ve 10. yüzyıldan kalma kale kalıntılarıyla büyüleyici bir karaktere sahip.

Bot turunu tercih etmemin sebebi, ulaşımın ötesinde bir deneyim sunması. Nehrin üzerinden şehri başka bir açıdan izlemek gerçekten çok keyifli. Ancak eğer sadece ulaşım amacıyla düşünüyorsanız, tek yön için 19 Euro’luk bilet fiyatı yüksek gelebilir. Yine de fiyatın içinde sınırsız içecek (su, meyve suyu, kola ya da bira) sunulması bu yolculuğu daha cazip kılıyor.

Kaiserswerth’e tramvayla (U79) kolayca ulaşmak mümkün. Alternatif olarak, sahil şeridinden yaklaşık 10 km’lik bir yürüyüş, koşu ya da bisiklet rotasıyla da bu bölgeye varabilirsiniz, bu da ayrı bir keyif sunuyor.

Ayrıca, modern hemşireliğin kurucularından sayılan Florence Nightingale’in 30’lu yaşlarında eğitim aldığı Diakonie Hastanesi ve kendisine adanmış küçük ama anlamlı bir müze de burada yer alıyor. 

Nordpark & Japon Bahçesi

Kaiserswerth’ten U79 tramvayına binip birkaç durak sonra Nordpark’a ulaşabilirsiniz. Düsseldorf’un en büyük ve en düzenli parklarından biri olan Nordpark; geniş çim alanları, fıskiyeli havuzları ve geometrik peyzaj tasarımıyla öne çıkıyor. Park özellikle piknik yapmak, yürüyüşe çıkmak ya da çocuklarla vakit geçirmek için çok uygun.

Parkın içinde yer alan Japon Bahçesi, 1975 yılında Japon topluluğu tarafından, iki ülke arasındaki dostluğu simgelemek amacıyla tasarlanmış. İlkbaharda açan kiraz çiçekleri (sakura) burayı kartpostallık bir manzaraya dönüştürüyor. Ziyaretiniz sırasında anime karakterlerine bürünmüş cosplay meraklılarını çekim yaparken görürseniz şaşırmayın, çünkü biliyorsunuz ki Düsseldorf’tasınız 🙂

Ayrıca akvaryum sevenler için parkın hemen yanında Aquazoo Löbbecke Müzesi bulunuyor. Deniz canlılarından sürüngenlere, interaktif doğa alanlarından fosillere kadar geniş bir koleksiyon sunuyor. Nordpark, doğa, kültür ve eğlenceyi bir araya getiren çok yönlü bir durak.

Little Tokyo

Bu kadar güzel parklar, tarihi bölgeler ve manzaraların arasında bir de Japonya havası almak isterseniz, Little Tokyo bölgesine uğramanızı öneririm. Avrupa’nın en büyük üçüncü Japon topluluğuna ev sahipliği yapan Düsseldorf’un merkezinde yer alan bu alan, bana her zaman başka bir şehirdeymişim hissi yaşatıyor.

Belki de bu yazının en sonunda yer vermemin sebebi: Little Tokyo’nun klasik bir “gezi noktası”ndan çok, yemek üzerinden hafızamda yer etmiş olması. Ramen, suşi, Japon tatlıları, Kore barbeküsü… Uzakdoğu mutfağını seviyorsanız bu bölgeye sadece bir defa değil, seyahatiniz boyunca tekrar tekrar geleceğinizi garanti edebilirim. Ramen için sıraya girmekten gocunmuyorsanız, lezzetlerin hakkını veren yerler var burada. Dilerseniz, bölgede yemek yiyebileceğiniz mekanların haritasını da bırakabilirim. Ben hâlâ yeni bir yer keşfetmeye devam ediyorum!

Düsseldorf’ta gezilecek müzeler

Düsseldorf’a özgü yerlere de değindiğimize göre, kültür sanat sevdalıları için de müzeleri vermeden olmaz değil mi? Yukarıdaki gezi rotamıza müzeleri eklemedik. Eğer müze gezmeyi seviyorsanız, paylaştığımız harita üzerinden kendi gezi rotanızın içine istediğiniz şekilde bu müzeleri dahil edebilirsiniz.

Kunstsammlung Nordrhein-Westfalen (K20 ve K21)

Düsseldorf’ta gezilecek müzelerin başında geliyor. K20, Paul Klee, Pablo Picasso ve Jackson Pollock gibi 20. yüzyıl sanatçılarının eserlerini barındırırken, K21 ise daha çok günümüz çağdaş sanat eserlerine ev sahipliği yapıyor.

Museum Kunstpalast

Zengin bir koleksiyona sahip olan bu müze, resim, heykel, grafik ve cam eserleriyle dikkat çeker. Barok dönemden modern döneme kadar geniş bir yelpazede sanat eserlerini barındırır.

Filmmuseum Düsseldorf

Film endüstrisinin tarihi ve teknolojik gelişimini anlatan geniş bir koleksiyona sahiptir. Film yapım süreci ve ünlü yönetmenlerin eserleri hakkında bilgiler sunar.

Stadtmuseum Düsseldorf

Düsseldorf’un tarihini ve kültürel mirasını anlatan sergilere ev sahipliği yapar. Şehrin tarihi, kültürel ve ekonomik gelişimini gözler önüne serer.

Schloss Benrath

Düsseldorf’un güneyinde yer alan Schloss Benrath, barok tarzında inşa edilmiş muhteşem bir saraydır. 1755-1770 yılları arasında Elector Palatine Carl Theodor için inşa edilmiştir ve günümüzde müze ve park alanı olarak hizmet vermektedir. Saray, görkemli mimarisi, zengin iç dekorasyonu ve geniş bahçeleri ile dikkat çeker.

Classic Remise Düsseldorf

Klasik otomobil meraklıları için ideal bir yerdir. Tarihi ve nadir otomobillerin sergilendiği bu müze, aynı zamanda otomobil restorasyon atölyelerine de ev sahipliği yapar.

Goethe-Museum

Ünlü Alman yazar Johann Wolfgang von Goethe’nin hayatını ve eserlerini anlatan bu müze, edebiyat severler için ilgi çekicidir. Goethe’nin eserleri, el yazmaları ve kişisel eşyaları sergilenir.

Aquazoo Löbbecke Museum

Deniz canlıları ve egzotik hayvanların sergilendiği bu müze, çocuklar ve doğa meraklıları için mükemmel bir yerdir. Akvaryumlar, teraryumlar ve doğal yaşam alanları ile ziyaretçilere keyifli bir deneyim sunar.

Schifffahrtsmuseum

Schlossturm, Düsseldorf’un en eski yapılarından biridir ve şehir tarihinin önemli bir simgesidir. Bu kulede yer alan Schifffahrtsmuseum, Düsseldorf’un denizcilik ve nehircilik tarihine ışık tutar.

Hetjens-Museum / Deutsches Keramikmuseum

Seramik sanatının tarihini ve gelişimini anlatan geniş bir koleksiyona sahiptir. Antik dönemlerden günümüze kadar olan seramik eserler sergilenir.

Kunst im Tunnel

Modern ve çağdaş sanat eserlerinin sergilendiği bu müze, Rhine Nehri’nin altındaki bir tünelde bulunur. Yenilikçi ve etkileyici sergiler sunar.

Sizinle paylaştığımız haritada kırmızı noktalar gezilebilecek yerler, siyah noktalar müzeler ve yeşil noktalar ise yeme-içme önerilerinden oluşuyor.

Düsseldorf’a ne zaman gidilir?

Düsseldorf’u ziyaret etmek için en uygun zaman, hava durumu, etkinlikler ve şehirdeki genel atmosfer göz önünde bulundurulduğunda ilkbahar, yaz ve sonbahar aylarıdır. Kış aylarında sıcaklıklar düştüğü için daha rahat gezmeniz açısından kış ayını pek önermiyoruz. Ama “Ben Noel atmosferi yaşamak istiyorum” diyorsanız orası ayrı! Noel lezzetleri ve Noel pazarlarını görmek için sabırsızlanacaksınız.

İlkbaharda Düsseldorf, ılıman ve hoş bir iklime sahiptir. Sıcaklıklar genellikle 10-20°C arasında değişir. Sonbaharda hava genellikle ılımandır, sıcaklıklar 10-18°C arasında seyreder. Ağaçların yapraklarının renk değiştirmesiyle şehir güzel bir manzara sunar.

Düsseldorf’a nasıl gidilir?

Düsseldorf’a gitmek için birçok yol bulunuyor. Düsseldorf Uluslararası Havalimanı şehir merkezine yaklaşık 7 km uzaklıktadır. Dünyanın birçok yerinden direkt uçuşlar bulabilirsiniz. Havalimanından şehir merkezine tren (S-Bahn), otobüs veya taksi ile kolayca ulaşabilirsiniz. S-Bahn ile şehir merkezine ulaşım yaklaşık 10 dakika sürer.

Düsseldorf Hauptbahnhof (Ana Tren Garı), Almanya’nın ve Avrupa’nın birçok büyük şehrinden Düsseldorf’a tren seferleri sağlar. Deutsche Bahn (DB) tarafından işletilen ICE, IC ve EC trenleri hızlı ve konforlu bir seyahat sağlar.

Almanya içerisinden bir seyahat gerçekleştirecekseniz Berlin, Frankfurt, Hamburg gibi şehirlerden direkt tren seferlerinden yararlanabilirsiniz.

Otobüs tercih etmek isterseniz Düsseldorf’a Almanya’nın ve Avrupa’nın birçok şehrinden otobüs seferleri bulunmaktadır. FlixBus gibi şirketler uygun fiyatlı ve konforlu seyahat imkanı sunar. Düsseldorf’taki ana otobüs terminali (Fernbusbahnhof), tren garının yakınında yer alır, bu da şehir merkezine ulaşımı kolaylaştırır.

Şahsi araç konusuna gelirsek; Düsseldorf, Almanya’nın iyi gelişmiş otoyol ağına (Autobahn) bağlıdır. A3, A44 ve A52 otoyolları şehir merkezine kolay erişim sağlar.

Düsseldorf şehir içi ulaşım

Düsseldorf’ta toplu taşımayı Rheinbahn üstlenmektedir. Toplu taşıma için bilet fiyatları ve bilet seçeneklerine bu link üzerinden ulaşabilirsiniz. Düsseldorf Kart seçeneğini de bakmanızı tavsiye ederiz.

Ayrıca Düsseldorf dışında bir gezi planlamanız da varsa 49 euroluk Deutschlandticket da bir seçenek olabilir. Toplu taşıma kullanacaksanız gelişmiş tramvay ağı, U-Bahn (metro), otobüs, S-Bahn (tren) tercih edebilirsiniz.

Toplu taşımanın yanı sıra taksi ve ride-sharing hizmetlerini de tercih edebilirsiniz. Taksi duraklarını kullanarak ya da telefon uygulamalarına bakarak, ulaşımınızı sağlayabilirsiniz.

Elektrikli Scooter, bisiklet ve motosiklet

Elektrikli scooter kiralama hizmetleri (Lime, Tier gibi) çokça kullanılırken, aynı zamanda bisiklet de en çok tercih edilen ulaşım araçları arasında bulunur. Birçok bisiklet kiralama noktası ve bisiklet paylaşım sistemi de (Nextbike gibi) bulunmaktadır. Motosiklet kiralamayı tercih ederseniz Eddy bir seçenek olabilir.

Bunların dışında şahsi araç kiralamanız da mümkün. Bu noktada araç kiralama yazımızdan yararlanabilirsiniz.

Düsseldorf’ta ne yenir ne içilir?

Düsseldorf’a özgü olan birçok yiyecek ve içecek bulunuyor. Tatilin en güzel şeyi gezmek ve bol bol yiyip içmek öyle değil mi? O nedenle size Düsseldorf için önce meşhur yemekleri sonra da güzel yemek mekanları konusunda önerilerde bulunmak isteriz. Yemeklere geçmeden hemen öncesinde şunu bilmenizde fayda var; Almanya’da yapılan etli yemeklerde domuz eti oldukça yaygın. O nedenle öneri sunduğumuz yemeklerde de domuz eti söz konusu olabilir. Eğer domuz etine karşı bir hassasiyetiniz varsa mutlaka yemeden öncesinde etin domuz eti olup olmadığını sormanızı tavsiye ediyoruz.

Altbier

Altbier, Almanya’nın Düsseldorf şehrine özgü bir bira türüdür. “Alt” kelimesi Almancada “eski” anlamına gelir ve Altbier, geleneksel üst fermantasyon yöntemi ile üretilen bir biradır. Bu yöntem, modern alt fermantasyon yöntemi ile üretilen lager biralardan farklıdır. Altbier, koyu bakır renginde, orta ila yüksek malt tadında ve hafif acı bir profile sahiptir.

Altbier’in temel özellikleri benzer olmakla birlikte, farklı bira evleri ve bira fabrikaları tarafından üretilen Altbier çeşitleri bazı nüanslarla farklılık gösterebilir.

Ürige Alt

Ürige Alt, Düsseldorf’un en ünlü Altbier’lerinden biridir. Geleneksel tarza uygun olarak üretilir ve zengin malt aroması, hafif acılığı ve bakır rengi ile tanınır. Tatlı ve kavruk malt tatları, dengeli bir acılık ile birleşir.

Schumacher Alt

1838 yılında kurulan Schumacher Brauerei tarafından üretilen bu Altbier, koyu bakır rengi ve zengin malt profili ile öne çıkar. Karakteristik karamel ve hafif kavruk tatlar, şerbetçiotu acılığı ile dengelenir.

Füchschen Alt

Füchschen Brauerei tarafından üretilir ve daha hafif bir malt profili ve belirgin şerbetçiotu acılığı ile bilinir. Daha hafif tatlılık ve belirgin acılık, içimi kolay bir Altbier sunar.

Kürzer Alt

Kürzer Brauerei’nin ürettiği bu Altbier, daha modern bir yaklaşımla üretilir ve daha hafif, daha taze bir profil sunar. Dengeleyici tatlılık ve hafif acılık, genç ve taze bir tat profili yaratır.

Schlösser Alt

Schlösser Brauerei tarafından üretilen bu Altbier, orta düzeyde malt tatları ve hafif acılığı ile bilinir. Karamelize malt tatları ve yumuşak bir içim sunar.

Diebels Alt

Düsseldorf dışında üretimi yapılan ve geniş çapta dağıtımı yapılan bir Altbier çeşididir. Daha ticari bir ürün olarak kabul edilir. Dengeli malt tatları ve hafif şerbetçiotu acılığı ile yaygın olarak tüketilir.

Killepitsch

Killepitsch, Almanya’nın Düsseldorf kentinde üretilen bir bitkisel likördür. 1955 yılında Peter Busch tarafından yaratılan bu likör, 90’dan fazla farklı bitki, meyve, ot ve baharattan oluşan özel bir karışımın damıtılmasıyla elde edilir.

Killepitsch, derin ve karmaşık bir aromaya sahip olup, genellikle soğuk olarak ya da çeşitli kokteyllerde kullanılarak tüketilir. Likörün adı, Almanca “Kille” (öldürmek) ve “Pitsch” (içki) kelimelerinin birleşiminden türetilmiştir.

Düsseldorfer Senfrostbraten

Düsseldorf’a özgü, hardal sosuyla kaplanmış ve kızartılmış biftekten yapılan lezzetli bir yemektir. İsminin Almancada anlamı “Düsseldorf usulü hardallı kızartma”dır. Bu yemek, özellikle Düsseldorf’un ünlü hardalı ile karakterize edilir ve genellikle patates ve sebzelerle servis edilir.

Rheinischer Sauerbraten, Almanya’nın Ren bölgesine özgü bir geleneksel yemeğidir. Bu yemek, genellikle sığır etinden yapılır ve özel bir marinasyon süreci ile hazırlanır. Marinasyon, eti birkaç gün boyunca sirke, kırmızı şarap, su, soğan, havuç, kereviz, defne yaprağı, karabiber taneleri ve diğer baharatlarla bekletmeyi içerir. Bu işlem, etin lezzetini arttırır ve yumuşak olmasını sağlar. Bu tadı şu restoranlarda deneyimleyebilirsiniz:

Rheinischer Sauerbraten

Marine edilmiş et, ardından kızartılıp ardından aynı marine sosu kullanılarak uzun süre pişirilen bir yemektir. Sonuç, zengin, lezzetli ve yumuşak bir et yemeği olur. Geleneksel olarak, Rheinischer Sauerbraten kırmızı lahana ve patates köftesi (Kartoffelklöße) gibi garnitürlerle servis edilir. Rheinischer Sauerbraten, en çok Almanya’nın Ren bölgesinde, özellikle Köln, Bonn, Düsseldorf gibi şehirlerde ve çevresinde bulunan geleneksel restoranlarda yenir. Bu bölgeler, Sauerbraten’in kökenleri ve en iyi yapıldığı yerler olarak bilinir.

Düsseldorfer Mostert

Almanya’nın Düsseldorf şehrine özgü ünlü bir hardal çeşidi olan “Mostert” Hollandaca dilinde “hardal” anlamına gelir ve bu ad, Düsseldorf’ta üretilen ve yerel mutfağın vazgeçilmez bir parçası olan hardala atıfta bulunur. Düsseldorfer Mostert, özellikle sert ve acı bir tat profiline sahiptir. Genellikle sosisler, et yemekleri veya sandviçlerin yanında servis edilir.

Löwensenf

Düsseldorf, ünlü Löwensenf hardalı ile tanınır. Düsseldorf’a kadar gelmişken bu hardalı denemeden gitmememelisiniz.

Düsseldorf lezzetlerini ve içkisini tatmak için bu mekanları tercih edebilirsiniz:

  • Zum Schlüssel
  • Et Kabuffke
  • Uerige
  • Düsseldorfer Senfladen
  • Backerei Hinkel
  • Brewery Schumar

Düsseldorf konaklama

Düsseldorf’ta bölgeler “1. bölge”, “2. bölge” şeklinde sınıflandırılmıştır. Örneğin Stadtbezirk 1 yani 1. bölge, Altstadt bölgesine ev sahipliği yapar. Bu bölge Düsseldorf’un en merkezi bölgesi olup, konaklama için en iyi yerlerin başında gelir. Konaklama olarak Düsseldorf’un her yeri huzurludur denilebilir ancak merkezi olması açısından biz 1. bölgeyi tercih etmenizi öneririz.

Konaklama yapmak için otel arayışındaysanız önerebileceğimiz belli başlı uygulamalar da bulunuyor. Örneğin Hotels, Trivago, Ckech24, Booking.com, Enuygun.com gibi siteler üzerinden otel rezervasyonlarınızı yapabilirsiniz. Bunun yanı sıra otel arayışınız yoksa Airbnb gibi bir platformu değerlendirerek, ev kiralama seçeneğini de düşünebilirsiniz.

Düsseldorf gezisi için bütçe

Düsseldorf gezi rehberi için en önemli konulardan birisi de tabii ki bütçe. Bir gezi planlıyorsanız zevkleriniz ve tercih edeceğiniz otel, restoran ya da etkinliklere fiyat skalası değişiklik gösterecektir. Ancak aklınızda fikir olması açısından size ortalama olarak bazı fiyatlardan bahsedebiliriz. Örneğin;

  • Döner 9 euro,
  • Wurst 5-6 euro,
  • Pommes (patates kızartması) 4-5 euro,
  • 33’lük bira 4-5 euro,
  • Filtre kahve 2-3 euro

Düsseldorf gezisi için püf noktalar

Seyahat için büyük bir heyecana sahip olmanız çok doğal. Ama bu heyecanınızın kötü bir anıya dönmemesi için Düsseldorf gezi rehberi demişken size bir de küçük ama önemli bilgiler vermek istiyoruz.

  • Öncelikle yurt dışından Düsseldorf’ta gezecekseniz ilk olarak e-SIM kullanacaksanız özellikle telefonunuzun yurt dışına açık olduğundan emin olun. Çıktıktan sonra bunu değiştirmeniz mümkün olmayacaktır. Almanya dışından gelecekseniz SIM karta ihtiyaç duyacağınız için bu konuda kaleme aldığımız SIM kart ve eSIM seçeneklerini belirttiğimiz yazımızdan faydalanabilirsiniz.
  • Almanya her zaman yağmura yakalanabileceğiniz bir yer, o nedenle yanınızda bir yağmurluk olmasını öneririz.
  • Pasaport ve gerekli olan vizenizin geçerlilik tarihlerinden emin olun.
  • Yanınızda her ihtimale karşı bir miktar nakit bulundurmayı unutmayın.
  • Düzenli olarak kullandığınız ilaçlarınızı yanınıza almayı unutmayın.
  • Uçuş yapmadan önce ilgili havayolunun kabin kurallarını okuyun ve ağırlık hesaplamanızı ona göre yapın.
  • Eğer çocuğunuzla tek ebeveyn olarak yurt dışından Düsseldorf’a seyahat edecekseniz, seyahat muvakafatnamenizin olmasına dikkat edin.

İhtiyacınız olabilecek numaralar

Türkiye’den tatile gidiyorsanız bilmeniz gereken numaraları da sizinle paylaşıyoruz.

Polis: 110 Ambulans: 112 İtfaiye: 112

Düsseldorf Türk Konsolosluğu için Almanya’daki Türk Konsoloslukları ve adresleri başlıklı yazımıza bakabilirsiniz.

Bu arada sizler için Düsseldorf’u karış karış gezdik ve Düsseldorf’u videodan bile gezebileceğiniz şekilde bir video ortaya çıkardık. O nedenle kesinlikle izlemenizi öneriyoruz!

Yorum yapın