Almanya Başbakanı Friedrich Merz, İsrail eleştirisi yaptı ama 28 ülkenin bir araya gelerek İsrail’e karşı yayınladığı bildiride Almanya yer almadı.
7 Ekim 2023’te Hamas’ın İsrail’e saldırması sonrasında başlayan İsrail-Gazze savaşı, bir süre sonra zulme dönüştü ve İsrail, tüm dünyayı şaşkına çeviren saldırılarda bulunmaya başladı. Giderek sertleşen saldırılarda binlerce insan hayatını kaybederken, Gazze Şeridi’ne insani yardım iletilmesini engelleyen İsrail’in Gazze halkını açlığa mahkum etmesi dünyadan tepki çekti.
Bu haber dikkatinizi çekebilir: 25 ülkeden İsrail’e karşı bildiri: Savaş bitmeli!
Merz İsrail eleştirisi yaptı ama tepki çekti
Geçtiğimiz günlerde İngiltere, Fransa, Belçika gibi ülkelerin imzacısı olduğu, İsrail’e karşı bir bildiri yayınladı. Bu bildiride İsrail’in sivil halka yönelik zulmü kınanırken, bir an önce ateşkes sağlanması yönünde çağrı yapıldı.
Almanya bu listede yer almadı ancak Başbakan Merz bu konuda, “İsrail hükümetini şimdi gerçekten büyük bir kararlılıkla, yoğun askeri müdahaleleri durdurmaya, bir ateşkes sağlamaya ve her şeyden önce oradaki halka insani yardım ulaştırılmasına imkân tanımaya çağırıyorum” dedi.
SPD’den hükümete çağrı: “Almanya da katılmalı”
Almanya’nın bildiriye imza atmaması ülkede eleştiri konusu olurken, Merz son AB zirvesinde kabul edilen açıklamanın da aynı içeriğe sahip olduğunu söyledi. Ancak SPD, bu bildiriye Almanya’nın da katılması yönünde çağrı yaptı. SPD Meclis Grup Başkanı Matthias Miersch, “İmzacılardan gelen mesaj çok doğru, Almanya da bu girişime katılmalı ve ayrı durmamalı” dedi.
25 imzacı ile başlayan ve 22 Temmuz’da 3 ülkenin daha katılması ile 28 ülkenin ortak imzacısı olduğu bildiri için SPD, yazılı çağrı yaparak hükümete baskı yapmaya devam ediyor.
Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, pazartesi günü İsrailli mevkidaşı Gideon Saar ile görüşerek Gazze’deki felaket boyutuna ulaşan insani durum konusunda büyük kaygı duyduğunu söyledi. Ancak SPD, bu adımların yetersiz olduğunu düşünüyor. Miersch, Almanya’nın hem İsrail’in güvenliği ve Yahudi devletinin varlık hakkı hem de uluslararası hukukun ve Filistinli sivillerin korunması için özel bir sorumluluğa sahip olduğunu belirterek, “Bu sorumluluk bizi, diğer çatışmalarda olduğu gibi, zor anlarda da insani hukukun uygulanması için ısrarcı olmaya mecbur kılar” dedi.
SPD grubu tarafından yapılan sosyal medya paylaşımında da “Açlıktan ölen çocuklar ve hızla tırmanan bir kıtlıkla ilgili raporlar gösteriyor ki artık çokça dile getirilen geri dönüşü olmayan o noktaya ulaştık” denildi ve mevcut iş birliklerinin askıya alınması ve uluslararası hukuka aykırı kullanılan silahların ihracatının durdurulması gibi önlemler önerildi.
Kalkınma Bakanı Reem Alabali Radovan da “Gazze’de şu an yaşananlar inanılmaz. Masum çocuklar ölüyor, insanlar açlık çekiyor. Gerekli olan şey hızlı ve kalıcı bir ateşkes” dedi.
CDU, imza atmamayı savundu
CDU’lu dış politika sözcüsü Jürgen Hardt ise hükümetin ortak açıklamayı imzalaması kararını savunarak, “Dışişleri Bakanı açıklamayı imzalamadı; çünkü bu, İsrail hükümetinin hissettiği yalnızlığı daha da derinleştirebilir. Ancak Gazze’deki ölümler karşısında birçok ülke yaptırımları dile getirmeyi düşünüyorsa bu İsrail için bir işaret olmalı” sözlerini kullandı.
BSW lideri Sahra Wagenknecht ise Almanya’nın çekimser kalmasını eleştirerek, “Fransa, Polonya ve diğer AB ülkeleri katılırken, hükümet Avrupa’da da dış politikada kendisini izole etmiş oldu. Başbakan Friedrich Merz ve Dışişleri Bakanı Wadephul, İsrail hükümetine baskı yapmak için çok da bir şey yapmıyor” açıklamasında bulundu.