@vasistdasde Instagram kanalında Almanya'da ile ilgili en güncel bilgileri ve yaşam ile ilgili tüyoları paylaşıyoruz. Bizi takip etmeyi lütfen unutma :) |
Kaliteli bir yaşam dediğimizde aklınıza neler geliyor? Sağlıklı bir beden, maddi anlamda kendine yetebilme, sosyal ve kişisel anlamda başarılı ve dengeli bir birleşimden oluşan bir hayat değil mi? Her ne kadar birey olarak bunları biliyor ve hayatımıza uygulamaya çalışsak da içinde bulunduğumuz toplumun yaşam kalitemize etkisini göz ardı edemeyiz. Bu yazımızda Almanya’da yaşam kalitesi konusuna ve bizim görüşümüzle yaşam kalitesinin yüksek olmasının ana göstergelerine bakacağız.
Başlıklar
- Almanya’da yaşam kalitesi yüksekliğini gösteren 8 neden
- Almanya’da fazla mesai yapmazsınız
- Almanya’da aile yardımları vardır
- Almanya’da gelişmiş ulaşım sistemi mevcuttur
- Almanya’da yıllık izin 30 güne kadar çıkar
- Almanya’da yaşam kalitesi ve yeşil alan oranı
- Almanya’da kültür yatırımı ve olanakları fazladır
- Avrupa’nın göbeği Almanya
- BONUS: Almanya’da çeşmeden su içebilirsiniz
- Almanya’da yaşam kalitesi sizce nasıl?
Almanya’da yaşam kalitesi yüksekliğini gösteren 8 neden
Almanya’da yaşam kalitesi bize göre 8 nedenden dolayı yüksektir:
- Almanya’da mesai için sizi zorlayan bir çalışma kültürü yoktur
- Almanya’da çocuklu aileler için sosyal yardımlar mevcuttur
- Gelişmiş ulaşım sistemi ile Almanya’da istediğiniz yere rahatlıkla gidebilirsiniz – köyde olsanız bile!
- Almanya’da bir çok şirket 30 güne kadar yıllık izin verir
- Doğa dostu yasaları ve doğal parkları ile Almanya’da doğa ile iç içe yaşarsınız
- Almanya’da kültür etkinlikleri fazladır
- Almanya Avrupa’nın göbeğindedir, dolayısıyla bir çok ülkeyi haftasonları ziyaret edebilirsiniz
- Bonus: Almanya’da çeşmenizden şu içebilirsiniz
Hadi şimdi bu maddeleri detaylandıralım.
Almanya’da fazla mesai yapmazsınız
Zamanın neredeyse hızla eş anlamlı bir hale geldiği günümüzde siz de bir an durup hiçbir şeye yetişemediğinizi, hayatınızın belli başlı alanları dışında pek çok şeyi ihmal ettiğinizi, ne yaparsanız yapın kendinize zaman ayıramadığınızı fark ediyor olabilirsiniz. Günümüzün en önemli kısmını oluşturan iş, hayatımızda o kadar büyük bir yer kaplıyor ki değil başka bir şeye zaman ayırmak bu başka şeylerin neler olduğunu bile unutabiliyoruz.
Durumu rakamsal verilere dökersek, 2016 yılında yayınlanan OECD Better Life İndeksi’ne göre Türkiye’de çalışanların yaklaşık %33’ü çok uzun saatler çalışarak ortalama %11 olan OECD oranını fazlasıyla geçerken, Almanya’da çalışanların sadece %4’ü çok uzun saatler çalışıyor. Gün ve saat bazında baktığımızda da Almanya’da tam zamanlı çalışanlar günlerinin %65’ini yani 15,6 saatini kişisel bakıma (yemek yemek, uyumak) ve eğlenceye (arkadaş ve aile ile sosyalleşme, hobiler, oyunlar, bilgisayar ve televizyon kullanımı) ayırırken Türkiye’de bu oran 14,8 saate düşüyor.
İş ve yaşam dengesini alt üst eden başka bir etken ise fazla mesailer. Türkiye, fazla mesai konusunda birçok ülkeyi geride bırakırken, Almanya’nın normal iş saatlerinde çalışıp bu kadar üretken olmasının sırrı ise yaşam alanları arasındaki ayrımın neredeyse kutsal sayılması. Eğer işteyseniz yapmanız gereken tek şey hayatınızın kalanını dışarda bırakıp elinizdeki işe odaklanmaktır. Tabii ailenizle ya da kendinizle olduğunuz zamanlarda da asıl amaç mesleki kaygıları geride bırakıp, o anda olanlara odaklanmak.
Almanya’da aile yardımları vardır
Her ne kadar dünyaya yeni bir birey getirmek hayatınızdaki en büyük sorumluluk olsa da eğer Almanya’daysanız birçok konuda çok şanslı olduğunuzu söyleyebiliriz. Almanya yeni ebeveynler için oldukça cömert bir sosyal bakım sistemine sahip. Almanya’da anne ve babalar, doğumdan sonraki 14 aylık bir süre içinde ücretli izinlerini kendi aralarında paylaşabiliyor, bunun yanında devlet 18 yaşına gelene kadar çocuklarınız için size bakım parası ödüyor. Ayrıca, çocuğunuzun 3 yaşını doldurduğu günden itibaren bir kreşte olması tamamen garantilenmiş durumda ve maliyetler Hollanda gibi komşu ülkelerdekine göre çok daha az.
Almanya’da gelişmiş ulaşım sistemi mevcuttur
Bir yerden bir yere gitmenin en iyi yolunun kendinize ait bir araba olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Peki ama Almanya gibi gerçek anlamda mükemmel bir toplu taşıma sistemine sahip bir ülkedeyseniz? Dünyanın önde gelen araba markalarının anavatanı olmasına rağmen, büyük şehirlerde yaşayan çoğu vatandaş, özellikle de göçmenler günlük yaşamlarında toplu taşıma araçlarını kullanmayı tercih ediyor. Bunun sebebi büyük şehirlerin içindeki etkili bölgeleri kapsayan, şehirleri birbirine bağlayan olağanüstü ulaşım sistemi. Almanya’nın şehirleri ve daha büyük kasabaları verimli toplu taşıma sistemlerine sahipken en küçük kasabalar bile en azından bir otobüs sistemine sahip. Berlin ve Münih gibi daha büyük şehirler, otobüsleri, tramvayları, metro (U-Bahn) trenlerini ve banliyö (S-Bahn) trenlerini tek bir ağda birleştirmiş durumda. Bunun yanında ister işe gitmek için olsun ister zevk için bisiklet de Almanlar için popüler olan bir başka ulaşım şekli. “Hayır ben arabayla seyahat etmek istiyorum” diyorsanız da son beş yılda, kendi arabanızı kullanmaya karşı gerçek bir alternatif haline gelen ShareNow ve Greenwheels gibi araç paylaşım platformlarını kullanabilirsiniz.
Almanya’da yıllık izin 30 güne kadar çıkar
Almanya, yıllık izin konusunda sizi etkileyecek bir sisteme sahip. Yıllık kullanabileceğiniz toplam izin, Almanya’da yaşam standartları denildiğinde tabii ki de bu standardı yükselten en önemli nedenlerden birisi. Almanya’da toplam yıllık izin en az 20 günken, bir çok şirket çalışanları kendisine çekmek için yıllık izni 30 güne kadar çıkarıyor. Türkiye’de ise bu durum daha çok çalıştığınız seneye göre değişip 1-5 için 14 gün, 6-15 yıl için 20 gün ve 15 yıldan fazla kıdem için 26 günle sınırlı kalıyor.
Almanya’da yaşam kalitesi ve yeşil alan oranı
Almanya’da yaşam kalitesi denilince aklımıza sadece iş yaşam dengesi gelmiyor tabii. İşten arta kalan boş zamanlarımızı nasıl değerlendirdiğimiz ise başka bir önemli konu. Sinema, konser gibi kültürel etkinlikler, seyahat etmek, aileniz veya arkadaşlarınızla buluşmak en popüler seçenekler olsa da kimimiz için en güzel etkinlik işten çıktığımızda ya da hafta sonları nefes almak için kendimizi orman, park gibi yeşil alanlara atmak olabilir. Dünya şehirleriyle ilgili istatistiksel raporlar yayımlayan World Cities Culture’ın son raporunda İstanbul, sahip olduğu yüzde 2,2’lik yeşil alan oranıyla 34 şehir arasından son sıraya yerleşirken, Almanya’da sadece Berlin’de kişi başına %12’lik bir yeşil alan düşüyor. Bunun en büyük sebeplerinden biri Almanlar için sürdürülebilirliğin büyük önem taşıması ve yeşil alanların yaşam tarzlarının ayrılmaz bir parçasını oluşturması.
Almanya’da kültür yatırımı ve olanakları fazladır
Bir ülkeyi diğerlerinden ayıran en önemli şey belki de size sunacağı, ruhunuzu besleyecek kültür etkinlikleridir. Almanya, tarihe mal olmuş birçok önemli sanatçı ve yazarın memleketi olmasının hakkını verircesine kültür konusunda istikrarını kriz döneminde de koruyor. Gelecek yıl için kültür etkinliklerine 2,1 milyar euro ayırarak, ülkenin şimdiye kadarki en yüksek kültür bütçesi rakamına imza attı. Amaç korona virüs yüzünden zarar gören kültür endüstrisini canlandırmak ve eski haline döndürmek. Bu da Almanların kültür ve eğlence için fon sağlamaya verdiği değerin açık bir işareti.
Almanya ve Türkiye arasındaki müze sayılarına bakacak olursak, Almanya’da 6000’den fazla müze bulunuyor (Egmus Araştırması, 2002). Türkiye’de müze sayısı 500’ün biraz aslında. Tabii burada “elma” ve “armut” karşılaştırılması yapılıyor olabilir, çünkü Almanya’nın “müze” olarak ifade ettiği yerler ile Türkiye’nin ifade ettiği yerler farklı olduğu için bu sayıları birebir karşılaştırmamamız gerekir. Yine de Almanya’daki müze sayısının çok daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz.
Avrupa’nın göbeği Almanya
Almanya’nın Fransa, Lüksemburg, Belçika, Hollanda, Danimarka, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Avusturya ve İsviçre ile komşu olduğunu biliyor muydunuz? Evet, Almanya dokuz farklı sınır komşusuyla, Avrupa Birliği’ndeki herhangi bir ülkenin sahip olduğu en büyük sınıra sahip. Yani arabanıza veya bir trene atlayıp, Paris’te şarabınızı yudumlayabilir ya da Polonya’ya uğrayıp Pierogi yiyor olabilirsiniz. Yeni yerler görmek, farklı kültürler tanımak şüphesiz ki Almanya’da yaşam kalitesi açısından büyük katkı sağlayacaktır.
BONUS: Almanya’da çeşmeden su içebilirsiniz
@vasistdasde Instagram kanalında Almanya'da ile ilgili en güncel bilgileri ve yaşam ile ilgili tüyoları paylaşıyoruz. Bizi takip etmeyi lütfen unutma :) |
Plastiğin dünyamız için ne kadar zararlı olduğu artık bilinen bir gerçek. Peki halka açık yerlerde, işe, okula giderken yolumuzun üstündeki çeşmelerden su içebilsek hem bizim için hem de doğa için çok iyi olmaz mıydı? Bu konuda Almanya da bizimle aynı fikirde. Almanya, şehir genelindeki çeşmeleri ve evinizde musluğu açtığınızda içebileceğiniz temiz ve güvenli su kaynaklarıyla plastik üretimini azaltmayı amaçlıyor. Size de yeniden kullanılabilir su şişenizi kapıp, bittikçe doldurmak kalıyor.
Belki bir kısmımız çeşmeden şu içmenin Almanya’da yaşam standartları açısından önemli olmadığını düşünüyor. Ancak Almanya’da yaşayan halk için bu “olmazsa olmaz” bir ihtiyaç.
Almanya’da yaşam kalitesi sizce nasıl?
Bu arada Almanya’da çalışmanın da, yaşamınıza ve kişisel gelişiminize bir çok önemli katkısı olacaktır, dilerseniz Almanya’da çalışmak ve yaşamınıza katkıları yazımıza göz atın.
Bu yazımızda, Almanya’da yaşam kalitesi için fazla mesailerin olmamasından yeşil alan oranının fazla olmasına kadar bir çok konu belirledik. Peki sizce Almanya’da yaşam kalitesi nasıl? Görüşlerinizi yorumlarda bizlerle paylaşabilirsiniz.